Aydınlatılmış onam formları sağlık sisteminin kanayan yaralarından biridir.
Neden mi böyle diyorum.
Ne hastalarımız imzaladıkları form hakkında yeterince bilgiye sahip, ne de sağlık personeli bu onam formlarının kim tarafından alınacağı konusunda hep fikir.
Aslında yönetmelikler ve etik kurullar içerisinde net bir şekilde belirlenmesi rağmen pratikte uygulayabilen hastaneler azınlıktadır.
Hasta Hakları Yönetmeliği madde 31’de de rıza alınırken hastanın aydınlatılması esası belirtilmiştir. ‘‘Rıza alınırken hastanın veya kanuni temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır…’’ Yine Hasta Hakları Yönetmeliği madde 7’de; “Hasta, sağlık hizmetlerinden nasıl faydalanabileceği konusunda bilgi isteyebilir…” denilmek suretiyle aydınlatılmanın hastaya tanınmış bir hak olduğu sonucuna varılmaktadır.
Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi madde 14/2 hükmüne göre, “…teşhise göre alınması gereken tedbirlerin hastaya açıkça söylenmesi lazımdır.” Hekimlik Meslek Etiği Kuralları madde 26’ya göre;
Hekim, hastasını;
- Hastanın şimdiki sağlık durumu ve konulan tanı,
- Önerilen tedavi yönteminin türü
- Amaçlanan tedavi yönteminin başarı şansı ve süresi,
- Amaçlanan tedavi yönteminin hastanın sağlığı için arz ettiği riskler,
- Verilen ilaçların kullanılışı ve olası aksi tesirleri,
- Hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar,
- Verilen olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır.
Aydınlatılmış onam sürecinin yasal bağlamına ilişkin hukuki metinler incelendiğinde en eski düzenlemenin 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanun (1928) olduğu görülmektedir. (Madde 70- Değişik: 5728 s. K. – 8.2.2008-26781)
Sağlık Bakanlığı Hasta Hakları Yönetmeliği’ndeki (1998) Madde 15; “Sağlık Durumu ile İlgili Bilgi Alma Hakkı”na yönelik olarak hastanın uygulanacak tıbbi işlem ve müdahale yöntemleri, hastalığın seyri ve sonuçları hakkındaki sözlü ve yazılı bilgi isteme hakkını; kendisinin buna yeterliği yoksa bir başkasını yetkilendirmeyi tanımlamaktadır.
Madde 18: Bilgi Vermenin Usulü; Madde 22; Rıza Olmaksızın Tıbbi Ameliyeye Tabi Tutulmama; Madde 24; Hastanın Rızası ve İzni; Madde 25; hastanın Tedaviyi Reddetme ve Durdurması; Madde 26; Küçüğün veya Mahcurun (kısıtlının) Tıbbi Müdahaleye katılımı; ve madde 31; Rızanın Kapsamı ile ilgilidir.
Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları
Madde 26: Aydınlatılmış onam:
“Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır.
Bu nedenle hekimlerin transfüzyon kararı verdikten sonra hasta veya hasta yakınlarına transfüzyonun yararları ve olası riskleri konusunda bilgilendirmesi hastanın onam formuna imzasını alması gerekmektedir. Çoğu hastanede bu görev hemşireler yerine getirmektedir. Hem hukuksal hem de yönetmelikler açısından uygun olmayan bir durum olup, hekimlerin bu konuda sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir.
Kaynak:
-
Yılmaz, I.B. (2012) Tıbbı Müdahalelerde Hekimin Aydınlatma Hükümlülüğü. TBB Dergisi (98). s: 390-410
-
Hekimler ve Tabip Odası Yöneticiler için Mevzuat. Aydınlatılmış Onam Kılavuzu, <http://www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&view=article&id=983%3Aonam&Itemid=65>