Hemşirelik, eski çağda farklı sağlık ihtiyaçlarından meydana gelmiş ve sağlık alanında çalışanlara değişik terimlerle tarif edilmiş, orta çağlarda ise kilise ve manastırlarda erkek sağlıkçılara ‘Dekon’ kadınlara ise ‘Dekones’ denilmiştir.
1800’lü yılların başında ise köklü bir ailenin kızı olan Florance Nightingale; özel eğitim ve donanıma sahip olması ve mesleğe vermiş olduğu değer ile birlikte tarihin önemli savaşlarından biri olan Kırım Savaşında; göstermiş olduğu gönüllülük esasına dayalı öncülük, bilgi, beceri, liderlik ve atılımlarla tarih sahnesi ve dünyaya profesyonel hemşireliğin hem mimarı olmuş hem de bu yolun temellerini atmış oldu. Bu gelişmelerle birlikte uluslararası hemşirelik birliği (ICN) 1975 yılında hemşirelik mesleğini profesyonel bir disiplin ve meslek olarak kabul etmiştir.
Ülkemizde; dünyanın hemşirelik mesleğine duyduğu saygıya, değişim ve gelişmelere karşı duyarsız kalmamış ve hemşirelik okulları açılmıştır. Belirli bir eğitim düzeyinde bir meslek haline gelmiştir. 21 Şubat 1925 yılında Kızılay Özel Hemşirelik Lisesi açılmış ve uluslararası camiada büyük bir saygınlık kazanmıştır. 1955 yılında ise öncü olma unvanına sahip olan Ege Üniversitesi bünyesinde 4 yıllık lisans düzeyinde hemşirelik okulu açıldı daha sonra lisans eğitimi artoscasino ülke genelinde verilmeye başlandı. Yine 1976 yılında hemşirelik mesleğinde lisans eğitiminin yanı sıra yüksek lisans ve doktora programları açıldı. Böylece hemşirelik mesleği mensupları lisans sonrası yüksek lisans yaparak spesifik alanlarda uzmanlaşmaya başlamıştır. Bununla birlikte doktora yaparak doçent ve profesör unvanı almaya başlamışlardır.
Günümüzde ise dünyada ve ülkemizde hemşirelik mesleği lisans ve lisansüstü bir meslek haline gelmiştir. Toplum gözünde belli bir saygınlık ve takdir gören bir meslek olma yolunda ileri bir düzeye erişmiştir. Artık hemşirelik mesleği bakım veren ve yardımcı olan bir meslek olmaktan çıktı ve çağın gerekliliklerine uyum sağlayarak sürekli kendini eğiten, geliştiren, bilim sahnesinde yerini alarak sağlıklı/hasta bireylerin yanı sıra toplum sağlığına Holistik (bütüncül) bir bakış açısıyla bakmaya başlamıştır.
Lisans eğitimini bitiren başarılı ve bilime açık olan hemşireler master yaparak uzman hemşire unvanı almaktadırlar yine doktora yaparak hemşirelik okullarında akademisyen olmaya başladılar. Sağlık kuruluşlarında mesleği en üst seviyede başarı ve yöntemlerle icra ederken bununla birlikte yönetim alanlarında aktif rol almaya başladılar.
Eğitim kısa sürede ve bir defa alınabilecek kadar ucuz ve basit değer değildir; süreklidir, yenilenmelidir, geliştirilmelidir, sınanmalıdır.
Mesleğin geçmişine ait bilgilerimiz mesleğin özünü kavramamızda ve geleceğe yön vermemizde bize rehber olur. Bu duyarlılıkla yazılmış yazı için genç arkadaşımızı kutluyorum. Yazı ile ilgili olarak küçük (ama önemli) bir düzeltme yapmak istiyorum. Ülkemizde hemşirelikte mezuniyet sonrası eğitim ilk kez lisansüstü düzeyde yazı da ifade edildiği gibi 1976 yılında değil 1968 yılında Hacettepe Üniversitesinde, Doktora eğitimi ise 1972 yılında yine ilk kez, aynı üniversite bünyesinde başlamıştır.