Sigaranın zararsız olduğunu gösteren neredeyse hiçbir bilimsel kaynak yoktur. Fakat dünyada sigara kullanımı gittikçe artan bir grafik izliyor. Özellikle bu artış kadınlarda çok hızlı bir şekilde kendini gösterirken, sigaraya başlama yaşı ise düşmektedir. Gelişmiş ülkelerde sigara bırakma oranları artarken, gelişmekte olan ülkelerde ise çok hızlı bir şekilde çoğunluğu gençlerde olmak üzere sigara kullanımı artmaktadır.
İlginç bir bilgidir ki yine sigara şirketleri tütün mamüllerinin üretimini sigara içimi artan ülkeler de yapıyor. Gelişmekte olan ülkelerde ki insanlar kendi elleriyle kendilerine öldürtülüyor. Sigara konusunda izlenen politikalar devletlerin elinde olmaktan çıkmış sermayesi büyük sigara şirketlerini tekeline geçmiştir.
Ülkemizde ise sigara ile ilgili eylem planlarının genellikle uygulamada eksiklerinin olduğunu görüyoruz. Örneğin; sigara yasağı denetlenmiyor. Hala İstanbul’un kafelerinde sigara içilmesine müsade ediliyor. Sigara yasakları çok rahat çiğnenebiliyor.
Sigara; tüm dünya savaşla alınamayan yerlerde uygulanan bir kitle imha silahıdır. Bir yıl boyunca Türkiye’de sadece sigaradan hayatını kaybeden insan sayısına ve kaybolan iş gücüne bakılırsa her yıl bir atom bombası etkisi yaratıyor.
Bu etki kendini saklasa da solunum hastalıklarının görülme sıklığındaki artışın büyük kaynağının tütün ve tütün mamüllerinin olduğu belirtiliyor.
Aslında ne kadar da tütün ve tütün mamüllerini yasaklamaya çalışsak, kaçak tütün satımını ile ilgili neredeyse her mahallede bir merdiven altı dükkan bulunmakta. Bu durum ise maddi olarak alınamayan yasal sigaraların yerine kişilerin kendi evinde kendi sigarasını ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmediği tütünlerle sigara yapmalarını sağlamaktadır.
Çoğu sigara içen kişi bunu bir akım halinde görmektedir.
Ayrıca çarpıtılan zihinlerimiz bir atom bombasından daha büyük zarar verir şekilde toplumu etkilemektedir. Kendi sonunu düşünmeden ve bir şekilde sigaraya başlamış bir kişinin sigara ile yanlış düşünceleri mevcut. Bu düşünce çarpıklığı toplumumuz tarafından doğal olarak karşılanmaya başlamıştır.
Bunu o kadar normalleştirmeye başladık ki aşağıda yer alan ifadelerin en azından beşini duyduğunuzu düşünüyorum.
- Sigara öfkemi yatıştırıyor.
- Sigara konsantrasyonumu arttırıyor.
- Birçok insan içiyor. Benim onlardan neyim eksik?
- Birçok ünlü ve akıllı adam içiyor.
- Ben onlardan daha mı akıllıyım sanki?
- Bizim evde herkes içiyor.
- Çayla, kahve sigarasız olmaz!
- Çalışırken içmek lazım!
- Yemekten sonra şart! Hazmı kolaylaştırıyor.
- Sigarasız bir muhabbet düşünülemez.
- Arkadaşlarım da içiyor.
- Onlardan farklı olmak istemiyorum.
- Daha karizmatik gösteriyor.”
Bir de sigaraya başlama ile ilgili en yakın arkadaşımın hikayesini anlatırsam (kendisinin anlattığı kadarıyla) sistemin nasıl sigaraya teşvik ettiğini görmenizi istiyorum.
Arkadaşım bankacı. İstanbul’da özel bir bankada çalışıyor. Biliyorsunuz; bankacıların hep tutturmaları gereken bir hedefleri vardır. Hedefi tutttursa, tutturduğu için hedefi yükseltiklerini; tutturamasa da neden tutturamadığın için baskı oluşturdukları ifade ediyordu. Bu baskı altında, banka içinde strese girdiği için mola vermek istediğini ve mola vermek için ise bahanesinin olmadığını ifade ediyordu. Sonra iş arkadaşının ise devamlı sigara molası vermesi onun için bir çıkar yol olarak görünmüş. İş arkadaşı ile mola verdiğinde içtiği tek tük sigara başlayan süreç sonunda arkadaşım artık sigara bağımlısı olmuştu.
Bu kurumsal firmaların belki gözden kaçırdığı bir yön. Kurumsal firmaların çalışanlarına bu gözden bakmalarını rica ediyorum. Mola vermek için sigara bahane edenleri farklı bir stres yönetimine alabilirler. Ya da belirli aralıklı mola saatleri koyabilirler. Son zamanlarda firmaların ise sigara içmeyen çalışanlarına yıllık izinlerinin daha fazla verildiği vs gibi uygulamaları da görmekteyim. Peki bırakması için destek veriyorlar mı? Yoksa sadece bir tür cezalandırma yöntemi olarak mı görülmektedir. Neyse burası ayrı bir konu..
Özetle; ülkemizde sigara içenlerin maddi durumlarının da iyi olmadığını fark ediyorum. Kendi yemeğinden kısıp, çocuğunun harçlığından alıp sigara alan babalar gördüm. Kendi sigara harcamasını doğal görürken, ailesine daha az para harcayan kişileri görünce insan düşünmeden edemiyor. Bu durumu yaşayan kişiler ve aileler olumsuz aile ortamı oluşmasını sağlıyor. Çoğu düşük gelirli çocuğun babasına ‘aylık içtiğin sigara parasını benim eğitimime ayırsaydın her şey daha farklı olurdu’ dediğini duymuşsunuzdur.
Bu örnekler çok artırılabilir.
Geleceğiniz için kötü alışkanlıkları bırakmanız dileğiyle.