Küçüklüğümden beri sayılara karşı ayrı bir sempatim vardı. Fakat fizik mühendisliği hayali kurarken kendimi hemşirelik sıralarında buldum. Hemşirelik sıralarında sayılardan uzaklaştım. O sıralarda tek gördüğüm sayılar hastaların kan tahlil sonuçlarında ki rakamlar ve üçüncü sınıfta aldığım biyoistatistik dersindeki formüllerdi.
Üniversiteyi bölüm birincisi olarak bitirdim. Biyoistatistiği en kötü notumu aldığım tek ders olarak hatırlıyorum. Hocasından mı kaynaklandı benden mi kaynaklandı hala bilemiyorum. Okul bitti bir daha sayı görmem derken Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans ders seçimlerinde karşıma çıktı yine. Bu sefer adı İstatistik olmuştu. Ön yargım vardı derse karşı sanırım. İnşallah hocası iyi çıkar da bir şekilde geçeriz diyordum.
İstatistik dersini Marmara Üniversitesi’nin Göztepe Kampüsü’nde aldım. Derse girdiğimde karşımızda sosyal konuşma yapan bir hoca vardı. Genel bilgiler veriyordu. Konuşmaları çok insancıldı ve kendine ait kuralları olduğunu hissettiriyordu. Hani derler ya kendini aşmış kişi diye, bu hoca onlardan biriydi. Hocamın adı: Mustafa Otrar’dı. Dersi haftalarca almaya devam ederken hocanın farklılığı kendini hissettiriyordu. Dönem sonunda hocanın bize kattığı formül filan değildi. Öğrenmek istediği İstatistik mantelitesi ve felsefesiydi. Şimdi ben gidip kendi isteğimle istatistik çalışıyor ve hayatımın her evresinde bunu kullanıyorsam Mustafa hocamın sayesindedir.
İnternette çalışma videoları ararken Muftafa hocamın Türk Yeşilay Cemiyeti’nin Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı’nda anlatmış olduğu ‘Ölçme ve Değerlendirme’ konulu videosuna denk geldim. Bu konuya ilginiz varsa hocamızın anlatım tarzı ile konuya bakışınızı değiştireceğini düşünüyorum. Videoyu aşağıdaki görseli tıklayarak Youtube üzerinden izleyebilirsiniz.
Hayatınıza Mustafa hoca gibi nice kendini aşmış kişilerin girmesi dileğiyle..
Teşekkürler Mustafa hocam.
İyi seyirler.
