Prof. Dr. Gülten UYER – Emekli Öğretim Üyesi – Bu yazı Acıbadem Hemşirelik E-Dergisi’nden alıntılanmıştır.
Öncelikle 100. sayısını da kutladığınız dergiyi bugünlere getirenleri içtenlikle kutluyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız merhum Süleyman Demirel’i okullarımızın fakülte olması talebiyle köşkte ziyaret ettiğimizde çok anlamlı ve düşündürücü bulduğum bir soruyla karşılaştık. Soru şuydu: “Pekiyi de neyi daha farklı yapacaksınız” Çok manidar değil mi?
Aslında “daha ne yapılırsa başarı sağlanır?” sorusunun her ürün ve hizmet üretiminde sorulması beklenir. Ancak bu sorudan hareketle, hemen yapılması düşünülenlerin sıralanması ve uygulamaya geçilmesi ürün ya da hizmetlerin beklenen düzeye getirilmesinde yeterli ve betpark etkili olmayabilir. Bunun için öncelikle geliştirilmesi düşünülen hizmet ya da ürünün o günkü durumu saptanır. Hemşirelik hizmetleri için de aynı koşul geçerlidir. Kaldı ki hemşirelik hizmetlerinin hali hazırdaki durumunu saptamak için geçerli nedenler ve göstergeler vardır.
Şimdiye kadar hemşireliğin pek çok tanımı yapılmıştır. Özellikle akademik platformlarda yapılan tanımlarda mesleğin asıl varoluş nedeninin gölgede kaldığı ve hemşireliğe karşı yabancılaşma gibi bir durumu beraberinde getirdiği düşünülmektedir. Bu yüzden mesleğin irdelenmesine ve meslek-insan arası ilişkinin vurgulanmasına gereksinim vardır. Bu amaçla, yola çıkarak mesleğin boyutlarından söz etmek doğru olur. Bunlardan biri herkes tarafından gözlemlenebilen hemşirelik uygulamaları ile ilgili boyutu. Diğeri ise insanı bir bütün olarak ele alan ve gereksinimlerine göre bakım vermeyi ilke edinmiş, hemşireliğe değer katan mesleki boyutudur. Eğer bu boyutun içi doldurulmaz ve zenginleştirilmezse topluma olması gereken nicelik ve nitelikte hemşirelik bakımı verilebileceği düşünülemez. Bu boyuttaki yanlışlık ve eksiklikler, günümüzde gözlemlendiği gibi, toplumun hemşireliği algısı, yargısı ve sağlık ekibinin diğer üyelerinin hemşireye bakışını olumsuz etkilenmektedir. Oysa hemşirelik; eğitiminin ulaştığını düşündüğümüz bugünkü durumda toplum tarafından daha farklı algılanması ve gereksinim doğduğunda ısrarla talep edilmesi beklenen bir konumdadır.
Sağlık alanındaki önemli işlevlerine ve sağlık kurumlarında 24 saat ulaşılabilir olmasına karşın toplumun hemşirelerden hoşnut olmadığı bilinmektedir.
Hemşireler ise toplumun bu mesleği tanımadığından ve kendilerine saygı gösterilmediğinden yakınmaktadırlar. Hemşireler ayrıca kendilerine görev kapsamına girmeyen işler yüklendiğini de dile getirmektedirler. Bu yakınmalar, hemşirelikle ilgili bazı sorunların var olduğunu düşündüren nedenlerden bazılarıdır. Oysa özellikle hastalığında kendisine “değer verilerek ve saygı gösterilerek verilen kaliteli bakımdan ve bakım veren hemşirelerden” yakınılması düşünülemez. Keza hastasına okulda öğrendiklerine uygun bakım verdiği sırada hemşireden başka işler beklenemez. Eğer bekleniyorsa, bir meslek sahibinin kendi görevleri sınırları içine girmeyen işleri reddetme hakkı vardır. Çünkü başka işleri yapmak demek, kendi işlerini umursamamak demektir Bu durumda görevini yapmayan kişiye cezai yaptırım uygulanabileceği gibi, bir görevlinin mesleğinin gereklerini yerine getirmesini engelleyen kişi suç işlemiş duruma düşmektedir. Bir kurumda bunlar gerçekten oluyorsa, hemşirelik yönetimi ile ilgili olası yanlışlıklar üzerinde de durulmalıdır. Bunun için öncelikle söylenilenlerin doğruluk derecesinin ve nedenlerinin objektif olarak saptanması, buna göre çözüm üretilmesi ve geliştirici uygulamalara geçilmesi daha sonra da konu edilen rahatsızlıkların ortadan kalkıp kalkmadığına bakılarak durum değerlenmesi yapılmalıdır.
Hemşireliğin Kaderini Belirlemede Kilit Noktada Bulunanlar
Hemşireliği meslek olarak seçmiş adaylar hemşirelik eğitimi sırasında hemşirelik mesleğini etkileyen pek çok hemşire, öğretmen ve rol modellerle karşılaşırlar. Bunların hepsi de öğrenciyi etkileme gücündedirler. Bu kişilerin öğrencilere verdikleri hemşirelikle ilgili sözel ve görsel mesajların ayni olması, gerçekleri yansıtması büyük önem taşır. Ancak öğretmenlerin mesajlarıyla, hizmeti alanlar ve verenlerin hemşirelikle ilgili deneyim, gözlem ve düşüncelerinin örtüşmediği görülmektedir. Bunun nedeni ise öğretmen, hasta ve hemşirelerin başka başka pencerelerden bakarak hemşireliği değerlendirmesi ve tanımlaması ya da o konuda konuşmasıdır. Örneğin öğretmen, öğrencilerde oluşturmaya çalıştığı davranışların, uygulama alanlarında hastaya aynen yansıdığını varsayarak konuşmakta; hasta, hemşirelik bakımı hakkında kendisine soru yöneltildiğinde, karşılaştığı ya da tanık olduğu durumları ve davranışları hatırlayarak düşüncelerini ifade etmektedir. Pratisyen bir hemşire ise çalıştığı sağlık kurumunda gördüğü ve uyguladığı hemşirelik bakımına göre fikrini söyler. Bu söylem çalışılan hastanenin özel ya da kamu hastanesi oluşuna göre farklılık gösterir. Oysa hemşirelik bakımının ülke genelinde aynı standartlarda olması beklenir. Söylenilenlerin dikkate alınması yükümlülüğü, ülke genelinde belirli standartlarda hemşire yetiştirilmesi ve topluma belirli kalitede hemşirelik bakımı verilmesi zorunluluğundan kaynaklanır.
Hemşirelik eğitimi ve uygulama alanlarında tanık olunan hemşirelik uygulamaları arası çelişkiler öğrencilere de çelişki yansıtmaktadır. Derste duyduklarını görmek ve öğrendiklerini uygulamak amacı ile gittiği alanlarda ortamın eğitime elverişli biçimde düzenlenmemiş olması, uygun rol model yoksunluğu, öğrencileri yönlendirmeleri gereken öğretmenlerin uygulama ortamlarında bulunmaması gibi olumsuz etkenler geleceğin hemşiresini ve hemşirelik bakımını olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden konu edilen yükümlülük ve zorunluluklar ülke sağlığı bakımından son derecede önemlidir.
Hemşire ve Hemşireliği Etkileme Yetkisine Sahip Karar Organları
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), Sağlık Bakanlığı, hemşire yetiştiren okul müdürleri ve hemşireleri yönetenler hemşireliğin kaderini belirlemede yetki sahibi ve etkili kurum ve görevlilerdir. Bu kurumların ve görevlilerin aralarında sürekli iletişim ve etkileşim olması gerekirken, aralarındaki kopukluk nedeniyle, hemşirelik eğitimi, istihdamı ve yönetiminde aksaklıklara ve hemşirelik bakımında eksikliklere neden olmaktadır. YÖK tarafından, okulların kapasitesi ve idari, eğitimsel ve fiziksel donanımını dikkate almaksızın öğrenci kontenjanının sürekli artırılması, üniversitelerde yeterli nicelik ve nitelikte hemşire eğitimciler sağlanmadan okulların açılması konu edilen kopukluğun sonucudur. Sağlık bakanlığının hala hemşire yetiştirme konusunda diretmesi ve ülke genelinde hemşire gereksiniminin hesaplanmamış olması nedeniyle hemşire başına düşen hasta sayısının çok yüksek olması da yine bu gruplar arasındaki kopukluğun göstergeleridir. Bu göstergeler ayni zamanda kararları veren organlara gerçekler ve sorunlar hakkında bilgi verilmediğini düşündürmektedir.
Hemşireliği Geliştirme Sorumluluğu
Söylenilenlerden sonra, mesleği olması gereken düzeye getirmek, hemşireleri saygın kılmak ve hasta memnuniyetini artırmak için çok çaba harcamak gerektiği bir gerçektir. Bulundukları konum ne olursa olsun adı geçen sorunları düzeltmek hemşirelere düşmektedir. Çünkü hemşireliğe ilişkin sorunları en iyi hemşireler bildiklerinden geçerli çözümleri ancak kendileri getirebilirler. Aksi halde başkaları tarafından getirilen çözümler başka sorunları beraberinde getirir. Bu çabada mesleğe adımını yeni atmış adaylara ve emeklilere de iş düşmektedir. Ancak bu kapsama girenlerin hepsinin hemşire ve hemşirelik imajının aynı olması çok önemlidir.
Okul Yönetici’si, çok önemli konumdadır. Dekan ya da müdürün ülke gereksinimine uygun hemşire yetiştirme misyonunda başarılı olabilmesi için meslekle ilgili tüm bilgilere sahip olması beklenir. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık ve hemşirelik politikalarını sürekli izlenmesi ülkenin hemşirelik bakımı gereksinimlerine uygun donanımda hemşire yeiştirilmesini sağlar. Müdürün hemşireliği etkileyen her türlü etken ve sorun hakkında bilgi sahibi olması eğitimde isabetli kararlar vermesini ve öğretim kadrosunu doğru yönlendirmesini sağlar. Ülke insanının sağlıklı tutulmasında ve hastalıklarının tedavisinde hemşirenin nicelik ve niteliğinin belirlenmesinin önemini bu konularda karar verme yetkisine sahip görevlilere duyurma, Sağlık Bakanlığı ile kuracağı etkili iletişim ve profesyonel ilişkilerle, hemşirelik ve hemşirelik eğitimi hakkında bilgi alış verişinde bulunma okul yöneticilerinden beklenenlerdir.
Gerektiğinde pratisyen hemşirelere eğitim programları açma. Uygulama alanlarının düzenlenmesinde başta hemşirelik direktörleri olmak üzere tüm sağlık ekibi üyeleri ile birlikte çalışma, en önemlisi de YÖK’ün okulların fiziksel, eğitimsel, yönetimsel ve donanım gibi durumlarını dikkate almaksızın öğrenci kontenjanlarının artırılmasının hemşirelik eğitimi ve ülke sağlığında nelere mal olabileceğini karar organlarına ikna edici ve etkili bir dille anlatma. Mezunlarını mezuniyetten sonra da izleyerek verdiği eğitimin başarısını test etme ve okuldaki öğretim elemanlarına sürekli gelişme olanakları sağlama yöneticilerden beklentiler arasındadır.
Sağlık Bakanlığında Çalısanlar hemşireliğin ne olduğunu ve ülkenin sağlık bakımı gereksinimini karşılamak için ne nitelik ve nicelikte olması gerektiğini, Sağlık Bakanı, Müsteşarı, ilgili genel müdürlere kanıtlara dayalı olarak ve ikna edici bir dille anlatmalıdır. Hemşire okulları ile ilişkive iletişim halinde olmalı, gerektiğinde eğitim hakkında ilgililere bilgi vermelidir. Hemşirelikle ilgili kararlara katılmalıdır. Yurtiçi ve yurtdışı gelişmeleri izlemeli ve bunları yetkililerle paylaşmalıdır.
Dernek Başkanı YÖK, Sağlık Bakanlığı, bakanlıktaki hemşireler, hemşireleri eğiten ve yönetenlerle iletişim ve etkileşim halinde olmalı,hemşireliği toplumatanıtmak için etkinlikler düzenlemeli, diğer sivil toplum örgütleriyle de iletişim içinde bulunmalı ve sağlıkadına onların desteğini almalıdır. Başkan, hemşireleri eğitenler ve yönetenlerden topladığı bilgilerle hemşirelikle ilgili sorunlara vakıf olmalı ve toplumun hemşireler hakkındakı duygu ve düşündelerin ayırdında olmalıdır. Hemşirelerin sorunlarını anlama ve bunlara çözüm üretmeye istekli olmalı ve bunları ilgililere etkili ve öznel bir yaklaşımla duyurmalıdır.Kurduğu iletişim ağı ile hemşireler arası iletişimve bilgi paylaşımında bulunmalı, Sağlık Bakanlığı, hemşire yetiştiren okul müdürleri ve hemşire yöneticiler arası koordinasyonu sağlamalıdır.
Eğitimci Hemşireler, uygulamalar sırasında öğrencilere uygulamaları bizzat göstermeli ve tekrarlatmalıdır. Bunları yaparken ya da yaptırırken hasta güvenliği ve hastane kurallarını ön planda tutmalıdır. Servis sorumlu hemşireleri ve diğer ekip üyeleri ile öğrencilere örnek olacak mesleki ilişkiler Kurmalı ve öğrencilere her konuda rol model sergilemelidir. Okul yönetimi ile hastane arasında köprü kurararak servislerin derslerde öğretilenlere uygun hazırlanmasına katkıda bulunmalıdır.
Yönetici Hemşireler, hemşirelik hizmetlerini hasta sayısı ve çeşidine göre hesaplamalı sağlamalıdır.Hemşirelik Hizmetlerinihastanenin özelliklerini dikkate alarak planlamalı, örgütlemeli, yönetmeli, denetlemeli ve değerlendirmelidir.Hemşire okulu yöneticisi ile profesyonel ilişki kurarak hasta güvenliği ve hemşire eğitimi için gereken saptamalarda bulunmalı ve bunu hemşirelerle paylaşmalıdır. Sürekli eğitim yaklaşımıyla hazırladığı hizmet içi eğitim plan ve programlarla hemşirelerin sürekli gelişmesini sağlamalıdır. Ayni zamanda hemşirelerin çalıştıkları servisle ilintili yurt içi, yurt dışı seminer, kongre gibi etkinliklere katılmalarını sağlayıcı plan, programlar yapmalıdır. Her konuda hasta sağlığı ve güvenliğini ön planda tutmalıdır.
Pratisyen Hemşireler, tüm söylenilenler onlar için de geçerlidir. Özellikle hasta güvenliğini öne alan profesyonel davranışlarla hastalara hemşire duruş ve davranışları hakkında örnek sergilemek ve öğrencilere iyi örnek olmak çok önemlidir. Bu görevliler aynı zamanda hasta ile uzun süreli yakın etkileşim halinde olduklarından daha etkileyici konumdadırlar ve sergiledikleri yanlış tutum ve davranışlar toplum belleğinde uzun süre kalabilir ve çevresindekilerle paylaşılabilir. Bu yüzden hemşirelerin toplumun hemşire imajını zedelememek ve öğrencilere yanlış örnek sergilememeye özen göstermeleri mesleki bir sorumluluktur.
Söylenilenler ışığında hemşirelik mesleğini belirli standartlar düzeyine çıkarmadan önce sorunları kabul etmek ve bu konuda nesnel bilgilere ulaşmak için hasta memnuniyeti, bakımın verildiği anda gözlem yaparak doğruluğu, geçerliliği ve güvenirliğini sağlayacak bilgi toplanması ve bunun paylaşılması önemlidir.
Sorunlar saptandıktan ve geliştirilmesi düşünülen hemşire davranışları netleştikten sonra ulaşılmak istenilen hemşire modeli belirlenerek birlikte hedefe doğru yürümek için daha önce anılan tüm sorumlularla paylaşılır.
Hemşirelerin mesleği icra ederken meslek sahibi gibi davranmaları çok önemlidir. Meslek sahibi gibi davranmak sadece mesleki eğitimin kazandırdığı bilgi ve becerilerin sergilenmesiyle sınırlı değil, mesleği meslek kılan tutum ve davranışlar doğrultusunda hareket etmeyi gerektirir. Eğitim sırasında daha çok mesleki bilgi ve becerilerin kazandırılmasına ağırlık verildiğinden, tutum ve mesleki değerlerin kazandırılması üzerinde yeterince durulmamaktadır. Belki de, tutum kazandırılması ve değerlendirilmesi hususlarının eğitimin en güç uğraşlarından olması da bu sonucun doğmasına ve böylece, mesleğin profesyonel ölçütlere uygun yerine getirilmesinde bazı rahatsızlıklara neden olmaktadır.
Aslında, tutum ve değerlerin temelleri küçük yaşlarda aile içinde atılır. Bunlar daha sonra içinde bulunulan sosyal çevrede gelişir ve iyi bir eğitimle kazandırılan bilgi ve bilinçle biçimlenir, anlam kazanır ve davranışlara yön verir. Bu nedenle davranışlar, tutumların bir nevi göstergeleridirler. Bireyin davranışlarının bilgiye dayalı bilinçli bir biçimde gözlemlenmesi onun tutumları hakkında fikir verebilir. Bu özellikleriyle tutumların mesleki yaşamda da önemli bir yeri vardır. Mesleğin değerini bilme, çalıştığı alanda hizmet verdiği bireylere varoluş nedenini unutmadan, hak ettikleri değeri vererek hizmet sunma profesyonel davranışların göstergelerindendir.
Bir meslek mensubu olarak mesleki etik değerleri öğrenmek, bunlara uymak, uymayan çalışma arkadaşlarını uyarmak, topluma, bağlı olduğu kuruma, hizmet verdiği bireylere, içinde bulunulan ekibin üyelerine karşı sorumluluktur. Bu bilinçle mesleğin gereklerini yerine getirirken kullanılan araç, gereç ve malzemeleri yerinde ve doğru biçimde kullanmak, özellikle çalışma saatlerinde, geriye döndürülmesi mümkün olmayan zamanı iyi değerlendirmek meslek sahibi gibi davranmanın kurallarındandır.
Bu bağlamda, mesleği simgeleyen üniforma, rozet ve benzeri öğelerin özenle korunması ve taşınması da üzerinde durulması gereken koşullar arasındadır. Mesleği icra ederken doğru değerler ve tutumlar çerçevesinde davranışlar sergilemeyi ilke edinmiş bir bireyin özel yaşamında da kendisini diğerlerinden farklı kılan özelliklere sahip olduğu, insanlarla olan ilişkilerine özen gösterdiği gözlemlenmektedir.
Sözü edilen davranışlar kapsamında; güvenilir olma, insanlara verilen sözün kesinlikle yerine getirilmesi, tutulamayacak sözlerin hiç verilmemesi vardır.
Hemşireliğin rol, işlev, görev, yetki ve sorumlulukları, insanın sağlık ve hemşirelik bakım gereksinimlerinden kaynaklanır. Gereksinimlerin karşılanmasında, hemşire adaylarına kazandırılması beklenilen bilgi, beceri ve duyuşsal davranışlar mesleki eğitim programlarının belirleyicileridir. Mezunlar eğitim sonunda atandıkları yerlerde, görevlerini icra ederlerken sergiledikleri eylemlerle aynı zamanda mesleğin var oluş nedenlerini ve aldıkları eğitimin kalitesini kanıtlamış olurlar. Böylece insanlar bu hizmete gereksinim duyduklarında, aldıkları hizmetlere göre o mesleği tanırlar ve ona göre bir değer biçerler. Belki tekrar olacak ama vurgulamakta yarar var. Hemşirelik sadece mesleki bilgi ve becerilerin sergilenmesiyle sınırlı değildir. Mesleği meslek kılan tutumlar ve değerler doğrultusunda davranış göstermeyi gerektirir.
Hemşirelik mesleğinde lidere gereksinim olduğu da bir gerçektir. Liderlik kapasitesi ve altyapısı olanların lider olarak yetiştirilmesi mesleğe çok şey katacağı kesindir. Lider vizyon, farkındalık, kendi çıkarlarını gözetmeden işine ve liderliğini ön plana alan bir özelliğe sahiptir. Liderin eksikliği duyumsanan en belirgin konu hemşireliğe tüm kurumlarıyla birlikte yukarıdan bakan birinin olmamasıdır. Bu yüzden de farklı pencerelerden bakanların söyledikleri birbiriyle çelişmekte gelişmeyi büyük ölçüde engellemektedir. Bu yüzden her grupta liderleri keşfedilerek var olan yeteneklerinin geliştirilmesi, aynı zamanda tüm gruplara yön verebilecek ve hemşireliğe yukarıdan bakabilecek bir lider bulunmasının gelişmeleri kolaylaştıracağı düşünülmektedir.
**
Bu içerik hemşirelik ve ebelik mesleğine gönül verenler tarafından hazırlandı.
Sen de Topluluğumuzun Bir Gönüllüsü Ol
Yazarlık başvurusunu ile ilgili açıklayıcı bilgilere buradan ulaşabilir.
Direkt başvuruyu ise aşağıdaki linkten yapabilirsiniz.
https://goo.gl/forms/7gtKei53ddxYgTfG3