Merhabalar;
Son zamanların en popüler konusu olan inovasyon artık eğitim sistemimizin içine sızmaya çalışırken, hemşireler olarak bunun dışında kalamayız. Fakat görüyorum ki; hala inovasyonun ne olduğunu bilmeyen büyük bir hemşire kitlesi var. Bu durumun anlaşılması için aşağıda örnekleri ile güzel bir derleme bulunmaktadır. Bu derleme ile mesleğe bakışınızın azda olsa farklılaşmasını umuyorum.
Sadece hastane içinde hizmet veren değil, değer üreten biri olarak var olmak için bunu bilmeli ve öğrenmeliyiz.
İyi okumalar..
**
Ulusal Hemşireler Birliği (National League for Nursing = NLN) 1980’den beri hemşirelik eğitim programlarının müfredatının ve öğretme-öğrenme modellerinin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulamakta olup, 2003’te “Hemşirelik Eğitiminde Yenilikçilik (inovasyon): Reforma Çağrı” başlıklı bir rapor yayınlamıştır.
Bugüne kadar, birçok okul yenilikçi programlar oluşturmaya çalışmış, ancak bu çalışmalar köklü değişimler yerine müfredata daha fazla konu eklenmesi veya içeriğin yeniden düzenlenmesi ile sonuçlanmıştır.
Günümüzde de bu durum hemşirelik için başlıca problem olmaya devam etmektedir. Diekelmann, sağlık bakım sistemleri ve hemşirelik uygulamalarında önemli değişiklikler olmasına rağmen, hemşire eğitimcilerin çoğunun daha önce öğrettikleri ve artık sağlık bakım sisteminde hiç yeri olmayan konuları aynı şekilde öğretmeye devam ettiklerini bildirmiştir. NLN,[1] gelecekteki hemşirelik uygulamalarında liderlik yapmak üzere hemşirelik eğitiminde çarpıcı bir reform ve yenilikçilik için çağrı yapmıştır. Hemşire eğitimcilerin geleneksel eğitim uygulamalarını yıkmaları ve bugünkü teknoloji ile entegre, öğrencilerin ve sağlık bakım sisteminin ihtiyaçlarına cevap verecek, kanıta dayalı ve esnek bir müfredat programı tasarlamaları istenmiştir. 2009 yılında Hemşirelik Haftası’nın teması “hemşirelik ve yenilikçilik” idi. Uluslararası Hemşirelik Konseyi, topluma nitelikli sağlık hizmeti verebilmek için hemşirelerin gelişen yenilikçi bakım uygulamalarında öncü olmaları gerektiğini savunmaktadır. Bu da, hemşireliğin gelişmesi ve ilerlemesi için yenilikçiliğin hala gündemde olduğunu göstermektedir.
Uluslararası Hemşireler Birliği (International Council of Nurses=ICN) yenilikçiliği “yeni yaklaşımlar, teknolojiler ve çalışma yolları geliştirme süreci” olarak tanımlamaktadır.
Yenilikçilik, aletler, teknolojiler ve süreçler için uygulanabilir ya da bir organizasyon veya bireyin tutumları, davranışları ve çalışmaları ile ilgili olabilir. Uygulamada yenilikçilik için öncelikle eğitimde yenilikçilik gerekmektedir. Diekelmann, yenilikçiliğin hemşirelik eğitiminin doğasını, hemşireliğin geliştirilmesi için hangi müfredat programının öğrenmeyi teşvik edebileceği veya engelleyebileceğini ve gerekli araştırma ruhunu kazandırabileceğini sorgulamaya yönelttiğini belirtmektedir.
Aşağıda verilen yenilikçilik örnekleri, değişen sağlık bakım ortamlarında, hemşire eğitimcilerle hemşire klinisyenler arasında ne kadar yakın bir işbirliği sağlanırsa, o kadar etkili uygulama yapabilecek işgücü yaratılabileceğini açıkça ortaya koymaktadır.
Hızla değişen ve giderek karmaşık hale gelen sağlık bakım ortamlarında, yeni eğitim yöntemleri ve uygulamaları öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırabilir. Bu yeni eğitim yöntemleri ve uygulamaları araştırma temelli olmalı ve güncel sağlık bakım sisteminin ne zaman ne olacağı belli olmayan doğasına uyum sağlamalıdır.
Avustralya Sağlık Çalışanları Emeklilik Kurumu (Health Employees Superannuation Trust Australia=HESTA), 2009 yılında, hastalar veya toplumun yararına yenilikçi ürünler, hizmetler veya süreçler geliştiren hemşirelere “Avustralya Hemşirelikte Yenilikçilik Ödülü” verilmesini kararlaştırmıştır.
HESTA, Avustralya’daki sağlık bakım sisteminde hemşirelerin ön sırada yer almaları ve hastalarla doğrudan temasta olmalar nedeniyle, hastaların yaşadığı sorunlara yeni ya da yenilikçi çözümler bulmada ideal pozisyonda olduklarını belirtmektedir.
- HESTA, yenilikçi ürünler, hizmetler veya yöntemler geliştirilmesini teşvik etmek üzere hemşirelik araştırmalarına 10.000 dolar ödül vermektedir.
- 2009 yılı hemşirelikte yenilikçilik ödülünü kazanan Jamie Rutherford, bir renal transplantasyon ünitesinde sorumlu hemşire olup, “transplantasyon uygulanacak hastalarda filtrasyon plazma değişimi” konusunda bir çalışma yapmıştır. Rutherford, hastaların transplantasyon öncesi filtrasyon plazma değişimi ve diyaliz için kaybettiği süre konusunda endişe duymuş, cihaz bağlantısının saatler sürmesiyle harcanan süreyi azaltan iki prosesli kombine bir yenilikçilik yaratmıştır.
- Diğer bir yenilikçi program, Raymond Chan tarafından Royal Brisbane ve Kadın Hastanesi Kanser Bakım Hizmetleri Bölümü’nde geliştirilen “oryantasyon programı”dır. Chan ve meslektaşları, yeni hastalara yardımcı olmak amacıyla hastaneye, ortama ve tedavilerine uyum sağlamayı kolaylaştıran 90 dakikalık bir oryantasyon programı geliştirmiştir. Yapılan araştırmalarda, yeni tanı konmuş kanser hastalarının sıklıkla stres ve anksiyete yaşadığı, hasta ve ailesine ilk aşamada kapsamlı bilgi verildiğinde bu stres ve anksiyetenin büyük oranda azaldığı belirlenmiştir.
- Chan ve arkadaşlarının geliştirdiği oryantasyon programı multidisipliner olup ekibin içinde hemşire, psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve diğer destek hizmet elemanları yer almaktadır. 2009’da “4. Uluslararası Hemşirelikte Yenilikçilik Kongresi” yapılmıştır; bu kongrede “Klinik uygulamalar, araştırma ve eğitimde yenilikçilik ve liderlik” temalarına yer verilmiştir.
- Davetli konuşmacılar arasında yer alan “Missouri: Barnes-Jewish Hospital”dan araştırmacı Thomas S. Ahrens, hemodinamik monitörizasyon ve kapnografi gibi konularda teknolojinin klinik uygulamada kullanımı hakkında çok sayıda çalışma yapmış ve bunları yayınlamıştır. Ayrıca, “end-tidal CO2 değerleri ile kalp krizi sonrası sağ kalım süresi nasıl doğru tahmin edilebilir” konusunda çok merkezli bir araştırma yürütmüştür. Birçok kişi tarafından konu ile ilgili en iyi klinik rehber olarak kabul edilen “Hemodinamik Dalga Formlarının Analizi” ve Amerikan Hemşirelik Dergisi tarafından yılın kitabı seçilen “Oksijenasyonun ‹lkeleri” adlı kitapları yazmıştır. Amerikan Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği tarafından, 2008’de, Dr. Ahrens’e “yoğun bakımda etkili ve sürdürülebilir çalışma ortamı” konulu çalışması için ödül verilmiştir.
- Philadelphia, Pennsylvania Üniversitesi’nde hemşire, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Martha A. Q. Curley, “Boston Çocuk Hastanesi Yoğun Bakım ve Kardiyovasküler Hemşirelik Programı” kapsamında kritik derecede hasta bebekler, çocuklar ve ailelerinin bakımı/klinik yönetimi konusunda yaptığı çalışma ile uluslararası ün kazanmış ve pediatrik yoğun bakım hemşireliğine büyük katkılar sağlamıştır. Dr. Curley’in alanda yaptığı yeniliklerdeki başarı hemşirelik araştırmaları, uygulamaları ve eğitimlerini birleştirmesine bağlıdır. Araştırma programı; pediatrik yoğun bakımdaki hasta ailesinin ihtiyaçlarının desteklenmesi, klinisyenlerin hastaların durumlarını ve risklerini daha iyi araçlarla değerlendirebilmesi için ölçekler geliştirilmesi ile ilgili girişimsel çalışmaları ve kritik durumdaki çocuk hastaların bakımı için yeni bilgiler oluşturmak üzere çok yönlü klinik deneyleri kapsamaktadır. Dr. Curley yaptığı bu yenilikçi çalışmalar için 15 milyon doların üzerinde fon/bağış almıştır. Dr. Curley, Amerikan Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği tarafından desteklenen “Yoğun Bakım Sinerji Modeli”ni geliştirmek üzere uzman bir ekibi yönetmiş, onun yaratıcılığı ve vizyonu ile “Sinerji Modeli” okul müfredat programlarında, sertifika sınavlarında ve birçok hastanedeki magnet programının tasarımında kullanılan bir model olmuştur.
Hemşirelikte yenilikçilik ile ilgili bu örnekler, hemşire eğitimciler ile hemşire klinisyenler arasındaki işbirliğinin önemini ortaya koymaktadır.
Angus ve arkadaşları, “yapılan kanıta dayalı yeniliklerin kapsamının, bu değişiklikleri deneyen uygulayıcılar kadar sonuçları etkilediği”ni bildirmişlerdir.
Yukarıdaki yeniliklerin hepsi klinik alandaki ihtiyaçların algılanmasıyla ortaya çıkmıştır. Onlar, ilgili araştırmalardaki bilgi ve kanıtlar hakkında kişileri bilgilendirmiş, hemşirelik eğitimi ve uygulamaları konusunda yeni düşünme yolları/fikirleri keşfetmek için eğitilmiş kişileri çalışmalarına katmışlardır. Hemşire yöneticiler, öğretim üyelerinin eğitim ve klinik uygulamalarında yaratıcı olma çabalarını ve yenilikçi programları kolaylaştırmalıdır. Yenilikçi organizasyonlar incelendiğinde; bu organizasyonlarda kararların merkeziyetçi alınmadığı, karar verme sorumluluğunun paylaşıldığı, değişime açıklık ve yeni bilgiyi öğrenme kapasitesinin yüksek olduğu görülmüştür. Greenhalgh ve arkadaşları, yenilikçiliğe geçişte hazır olmayı gösteren altı anahtar unsur olduğunu ifade etmişlerdir. Bunlar, değişimin gerekliliğini algılama, arz edilen yenilikçilik ile sistemin değerleri, hedefleri ve kapasitesi arasında iyi uyum sağlama ve yenilikçiliğin sonuçlarını değerlendirebilme yeteneğidir. Ayrıca, yenilikçilik için kurumların zaman ve kaynak tahsis etmeleri de gerekir.
Sağlık bakım hizmetlerindeki değişimler sağlık bakım profesyonellerine olan talebi etkilemektedir. Bu gibi değişiklikler, hemşire uzmanların etkin kullanımında ve hemşirelerden yetersiz yararlanılmasına karşı oluşan tepkinin artmasında dünya çapında önem kazanmıştır. Türkiye’deki hemşirelerin sayısı yetersiz olup kendilerine az değer verilmekte ve onlardan az yararlanılmaktadır. Türk sağlık hizmetlerinde, hemşirelik grupları tarafından hemşirelik becerilerini geliştirmek ve iyi eğitimli kritik kitleyi arttırmak amacıyla stratejik yaklaşımlar kullanılmakta ve proaktif girişimlerde bulunulmaktadır. Oysa, uygulamada yenilikçilik için eğitimde yenilikçilik gerekir. Hemşireler, hemşirelik eğitimi ve uygulamaları hakkında yeni fikirler keşfetmeye hazırdır; yaratıcılığın değerli olduğu ve teşvik edildiği bir ortam yaratan hemşire yöneticiler hemşirelikte yenilikçiliği sağlayabilir ve uzman hemşireleri yaratıcı şekilde kullanabilir.
Kaynak: Herdman, E. A. (2009). Hemşirelik ve yenilikçilik. Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Eğitim ve Araştırma Dergisi (HEAD), 6(2), 2-4.