Hemşirelik, tüm ortamlarda her yaştan bireyin, ailenin, grubun ve toplumun sağlığını ve esenliğini korumaya, geliştirmeye ve hastalık halinde iyileştirmeye yönelik bakımı kapsar.
Ülkemizde sağlık hizmeti sunan ekibin içinde yaklaşık 170 bin kişi ile en büyük çoğunluğu hemşireler oluşturmaktadır. Hemşirelik mesleğini icra etmek üzere 132 Hemşirelik Fakülte/Bölümünde, 934 öğretim elemanı ile hemşire yetiştirilmekte ve bu okullarda halen 66.944 hemşirelik öğrencisi öğrenim görmektedir. Ayrıca 100 bine yakın meslektaşımız da eğitimini aldığı mesleğini icra edebilmek için atama beklemektedir.
Hemşirelik, Hemşirelik Kanunu ve buna bağlı çıkarılan Hemşirelik Yönetmeliği ile düzenlenen ve mesleğin tanımı, meslek mensuplarının görev, yetki ve sorumlulukları bu mevzuat ile güvence altına alınan bir meslektir. Yaklaşık 100 bin hemşire atama beklerken, hemşirelik diplomasına sahip olmayan diğer sağlık çalışanlarının (Ameliyathane Teknikerleri, Diyaliz Teknikerleri, Acil Tıp Teknikerleri vb.), hemşire açığının olduğu iddia edilerek ve bu meslek gruplarında istihdam sorunu yaşanması gerekçeleri ile hemşirelik mesleğini icra etmelerine yönelik girişimlerde ve taleplerde bulunulmaktadır. Bu girişim ve taleplerin karşılık bulması ve hemşirelik eğitimi almamış kişilere bu mesleği sunma olanağı verilmesi, nitelikli sağlık hizmeti sunumunu olumsuz etkileyecek, hemşirelik mesleği, birey ve toplum sağlığı yönünden telafisi olanaksız zararlar doğabilecektir. Nitekim geçmiş bir takım örneklerde, yetkisiz kişilerin hemşire olarak istihdamının sağlık hizmetlerinin sunumunda karışıklığa yol açma, halkın hemşireler tarafından verilmesi gereken nitelikli bakımı almasına engel olma ve hasta güvenliğini riske atma gibi ciddi sonuçlar doğurduğu tecrübe edilmiştir.
Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Fahrettin Koca’nın; “yürürlüğe girecek yeni yönetmelik ile Hemodiyaliz ve Periton Diyaliz Hemşireliği Sertifika Programlarını sonlandıracaklarını, bu sayede istihdam sorunu yaşayan diyaliz teknikerlerinin önünün açılmasını sağlayacaklarını, sağlık hizmetlerinde diğer meslek grupları için de benzer çalışmaların gündemlerinde olduğunu ve gerekli düzenlemeleri yapacaklarını” bildirmesinin ardından, 1 Mart 2019 tarihli, 30701 sayılı resmî gazetede yayımlanan, “Diyaliz Merkezleri Hakkında Yönetmelik” ile diyaliz hemşireliği yok edilmiştir. Bu süreçte toplum sağlığına ve mesleğimize zarar verecek bu uygulamayı önlemeye yönelik tüm girişimlerimize rağmen, hemşirelerin, öğretim elemanlarının hemşirelik öğrencilerinin ve atama bekleyen meslektaşlarımızın ve ailelerinin sesi duyulmamış ve diyaliz hastalarının istekleri dikkate alınmamıştır.
Hemşirelik eğitimi almadığı halde, hemşireler yerine istihdamına olanak sağlanan diğer sağlık çalışanlarının, farklı ülkelerdeki eğitim ve görevleri incelendiğinde; bu çalışanların, lise eğitimi sonrası 1-2 yıl arasında farklı sürelerle eğitim aldıkları; görevlerini hemşire ve hekimle işbirliği halinde gerçekleştirdikleri; yasal düzenlemelerle görev, yetki ve sorumluluklarının ve çalışma alanlarının kesin sınırlarının belirlendiği (örneğin; acil tıp teknisyeni/teknikerin hava ve kara ambulanslarında çalışması), özetle hemşire ya da diğer sağlık çalışanlarının görevlerini değil, kendi işlerini yaptıkları görülmektedir. Hemşirelik eğitimi, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Hemşireler Konseyi görüşleri göz önünde bulundurularak ve Avrupa Birliği Hemşirelikle ilgili 2005/36 sayılı Sektör Direktifi esas alınarak hazırlanan mevzuatta açık bir biçimde tarif edilmiştir. Bu 4 yıllık lisans eğitiminden geçen hemşireler temel tıp bilimleri ve mesleki dersleri alarak, anne karnındaki fetüsten yaşlı bireye, akut sorunlardan kronik hastalıklara kadar, her ortamda koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici bakım hizmetlerini, bütüncül bakış açısı ile yürütmektedirler. Özel dal hemşireliği (diyaliz, acil, ameliyathane, yoğun bakım, evde bakım hemşireliği vb.) ise hem ülkemizde hem de dünya genelinde, temel lisans eğitimi üzerine gerçekleştirilen eğitim sonrası hak edilen sertifika ile belgelendirilmiş özel alanlardır.
Pek çok sağlık çalışanı eğitimi sırasında, hasta bireyin bakımına ilişkin temel bazı kavramları öğrenmektedir. Ancak bu durum, sağlık teknikerlerinin, hemşirenin ve özel dal hemşiresinin görevini “yapabilir yetkinlikte” olduğunu göstermemektedir. Takdir edersiniz ki, sağlık çalışanlarının diğer sağlık mesleklerinin görev alanlarına giren ve yetkin olmadıkları alanlarda görevlendirilmeleri, toplum sağlığını riske atacaktır.
Atanamayan sağlık çalışanlarının atanma taleplerini ve bu alanda mücadele vermelerini anlıyoruz. Ancak, bu talebin yasalarla tanımlanmış “hemşire kadrolarını” ve “görev, yetki ve sorumluluklarını” almak olmasını haksız ve riskli buluyoruz. Sağlık teknikerlerinin istihdam yolu açılmaya çalışılırken, özel dal hemşireliklerinin yolu kapatılmaktadır. Ayrıca bu sağlık mensuplarının, çalışma alanları olmadığı halde yoğun bakım üniteleri, acil servisler ve okullar gibi özellikli alanlarda çalıştırılma taleplerinin yerine getirilmesi, bakım görevinin hemşirelik dışı sağlık çalışanlarına verilmesine ve istihdam sorunu yaşayan meslektaşlarımızın kendi mesleklerini icra edememesine neden olacaktır. Tüm bunlar, hem vatandaşlarımızın kaliteli ve güvenli sağlık hizmeti almasını engelleyecek, hem de atama bekleyen ve mezun olacak hemşire adaylarının istihdam sorunu yaşamasına ve haklarının ihlal edilmesine neden olacaktır.
Sonuç olarak,
- Tüm dünyada olduğu ve olması gerektiği gibi hemşirelik mesleğinin hemşireler tarafından icra edilmesini,
- Diğer sağlık çalışanlarının, hemşirelerin görev yetki ve sorumluluk alanlarına girmemesini,
- Bir sağlık meslek grubunun istihdamında, mezun sayısının değil mesleğin uluslararası kabul gören gerçek görev tanımlarının referans alınmasını istiyoruz.
Sayın Bakanımızın, sesimizi duyacağına ve bizi anlayacağına inanıyor, toplumun nitelikli sağlık hizmetine erişmesinin önünde engel teşkil edecek bu uygulamaların sonlandırılmasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla.