Yeni bir yazım ile karşınızdayım.
Bu yazıyı nasıl yazmam gerektiği konusunda çok düşündüm. En sonunda somut bir örnek üzerinden ana fikrin daha iyi anlaşılacağı kanaatine vardım. Başlık bu kanaatim sonuncunda oluştu.
Hadi başlayalım.
Bu yazım nasıl düşündüğümüz konusunu ele almakla birlikte bir hemşire olarak günlük ve mesleki hayatımızda nasıl düşünmemiz üzerine bir öneri sunmaktadır.
Hem bir kişi hemde bir hemşire olarak hayatımızın ve iş ortamımızın bir çok anında bir çok karar veririz. Bu kararları verirken nasıl düşündüğümüz konusunda çok fazla kafa yormayız. Zaten insan rasyonel bir varlık olarak bilinse de özünde irrasyonel bir varlık olduğu için nasıl düşündüğümüzün üzerine düşünmeyiz. Hatta çoğu kararımız bile düşünme eylemine geçmeden duygularımızın etkisi ile verilir.
İyi kararlar verebilmek için bilişsel ve sezgisel yönümüzün iyi gelişmiş olması gerekir. (Zaten bunun için iyi bir hemşire olarak üniversite okumuyor musunuz? Sizlere üniversitede sadece bilgi aktarılıyorsa size en büyük kötülüğü yapıyorlar. Üniversite daha iyi düşünmeyi öğrenmek için gittiğimiz yerdir). Bilişsel ve sezgisel yönümüz karar vermek için karşımıza çıkan durum ile ilgili bilgi toplar. Bu bilgiler neticesinde kararımızı veririz. Fakat aldığımız bilgiler bazen yanlış karar almamızı sağlayabilmekle birlikte bizi yanıltabilmektedir. Bazen ise sorunu çözemediğimizi fark ederiz. Buradaki durum ise odak noktamızı sorunun olduğu bölgeye çok fazla yoğunlaştırmamızdan kaynaklanmaktadır. Asıl odaklanmamız gereken yer ise çözüm odakları olmalıdır.
Hadi şimdi kamyon vakamıza geçelim.
İstanbul’da yaşadığım için kamyonların köprü altından ve alt geçitten geçerken üst bölgelerinin, kasalarının köprüye takıldığını gördüm. Bu durum çok nadir rastlansa bile böyle bir kaza gerçekleştiğinde ciddi sorunlar oluşabilmektedir.
Kamyon vakamız böyle bir durumu içeriyor. Bir kamyon alt geçitten geçerken sıkışıp kalıyor. Tabi Türk milleti olarak hemen olay yerine toplanıyoruz. Kamyonun sıkıştığı yerden çıkması ve alt geçitten geçmesi için herkes bir fikir ortaya atıyor. O sırada küçük bir çocuk basit bir çözümle ‘Tekerleklerin havasını boşaltsanıza’ diyerek hayrete düşürdü.
Bilim ve buluş dünyasının başarılı kişileri bu tarz düşünce yapıları sayesinde hayatımızı kolaylaştırdı. Çoğu kişi çözüm bulununca çözüm fikrine basit bakarak var olan bilginin çoğu zaman kendisinde olduğunu görür. Buradaki asıl sorun sorunun/problemin çözümünü ararken, tamamiyle yanlış bir yöne, yanlış noktalara bakmamızdan kaynaklanır. Böyle olunca elimizdeki tüm bilgiler karmakarışık hale gelir ve çözüme giden yol tıkanır.
Kamyon vakasında dikkatimizi ve düşüncelerimizi kamyonun alt geçite çarpan bölümüne yönelttik. Çünkü problemi/sorunu çıkaran yer burasıdır. Tabi daha önceden hangi yöne bakmamız gerektiğini bilemeyiz. Fakat problem ile karşılaştığımızda çözüm için farklı yerlere bakmamız ve odaklanmamız gerektiğini bilmeli ve bu durumu bir düşünce pratiği haline getirmeliyiz.
Bunu bir hemşire olarak iş yerinizde, okulunuzda ve hayatınızda karşılaştığınız her problemde kullanarak daha doğru kararlar alabilirsiniz. Ayrıca unutmamak gerekir ki hayat verdiğimiz kararların toplamından ibarettir. Bu konu ile ilgili size faydalı olacağını düşündüğüm karar almak ile ilgili farklı bir yaklaşımla yazılmış yazımı aşağıdan okuyabilirsiniz.