Hemovijilans, 25 yıldır dünya da konuşulan bir kavram olmasına rağmen fırından yeni çıkmış bir hemovijilans rehberine  sahip olan bizler için ne, nasıl, neden, niçin, ne zaman ve kim sorularını sorduğumuz, kimi zaman okuyarak, kimi zaman deneyimleyerek öğrendiğimiz bir kavram.  Bu yazımda çoğu zaman telaffuz etmekte zorlandığım ☺ hemovijilansı okuduğum, öğrendiğim ve işimde uyguladığım kadarıyla paylaşmaya çalışacağım.

“Haema”eski yunanca da kan, “vigilans” latince de   devamlı uyanık halde olma, tetikte olma anlamına gelmektedir.  1980 ile yıllarda kan transfüzyonuna bağlı olarak enfeksiyonöz ajanların bulaşmasına bağlı olarak kan ve kan ürünlerinin izlenmesi gerektiği  tespit edilerek ilk olarak 1991 yılında Fransa’da hemovijilans terimi kullanılmaya başlandı. Yine 1991 yılında kan transfüzyon komiteleri kurularak, 1994 yılında hemovijilans ağı oluşturuldu. Ülkemizde “Uyum sağlayacak AB mevzuatı” doğrultusunda çalışmalar başlatılarak 2013 yılında Ulusal Hemovijilans Rehberi oluşturulmuş olup 2016 yılında yayınlanmıştır. Bir çok hastane tarafından rehber doğrultusunda düzenlemeler ve yenilikler yapılmaktadır.

Hemovijilans, Dünya Sağlık Örğütü’nün yaptığı tanıma göre kanın toplanmasından başlayarak alıcıya verilmesinden sonra takibini de içeren tüm transfüzyon zincirini kapsayan, kan ürünlerinin kullanılmasından kaynaklanan her türlü istenmeyen ve beklenmeyen etkilerin toplanması ve değerlendirilmesinden, bu olayların oluşmasının ve tekrarlanmasının önlenmesini içeren bir dizi sürvelans işlemidir. Hemovijilans kavramında esas olan transfüzyon zincirinde tüm aşamaların izlenmesi ve oluşabilecek etkilerin kayıt altına alınmasıdır. Tam anlamıyla 5 N 1 K sorularını sorduğunuz ve bana göre dedektiflik yaptığımız,  en ince detaya kadar sorgulamamız gereken bir süreç. Çünkü kanın alınmasından, hazırlanmasına, transportundan hastaya uygulanmasına kadar geçen süreç de biz sağlık personellerinin hata yapma lüksü yok.  Yapılan araştırmalarda akut hemolitik transfüzyon reaksiyonlarının nedenlerine bakıldığında  % 80’i yanlış kan transfüzyonua bağlı olarak gelişmektedir. Bu ne anlamına geliyor? Yanlış hastaya yanlış kan takılması. Neden peki yanlış kan takılmış olabilir? Transfüzyon öncesi örneklerin yanlış barkodlanması, yanlış hasta için gönderilen istek formu, doktor tarafından yanlış order edilmesi, yatak başı son kontrollerin yapılmaması, kan bankasından yanlış kan gönderilmesi gibi bir çok nedene bağlı olabilir.

Haemovigilance Report 2010’da ana hata yerleri;

  • Doğru hasta tanımlama ve transfüzyon öncesi örneklerin doğru etiketlenmesi
  • Kan komponentlerinin klinik kullanımının doğru kararı
  • Yatak başı son kontrollerin doğru yapılması, doğru hastaya doğru kanın transfüzyonu olarak belirlenmiştir.

Hatalar kötü değil.Onları düzeltmemek bile kötü değil. Kötü olan, onları gizlemektir.

Bertolt Brecht

Son olarak Hemovijilansın temel amaçları;

  • Kan bağışı veya transfüzyonla ilgili istenmeyen olay ve reaksiyonlar hakkında güvenilir bilgiye ulaşmak
  • Kan bağışı ve transfüzyon sürecindeki hatalı uygulamalar ile istenmeyen olay ve reaksiyonların tekrarının engellenmesi için gereken düzeltici faaliyetlerde bulunmak
  • Hastane ve kan hizmet birimlerini, istenmeyen olay ve reaksiyonların birçok kişiyi etkileyebileceği konusunda uyarmak

Tüm bu bilgilere ulaşabilmemiz, güvenli kan elde edebilmemiz ve güvenli transfüzyon gerçekleştirebilmemiz için tüm süreçleri kayıt altına almamız gerekmektedir.

Unutmayalım ki.. Yazılmayan yapılmamıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.