Evet. Yeni bir yazı aresbet ile karşınızdayız.
Hadi başlayalım.
Sağlık sisteminin ilerleyen teknoloji ve toplumun demografik verilerin farklılaşması ile çok hızlı bir şekilde karmaşıklaştığını görmekteyiz. Bu karmaşıklığı iyi analiz etmeden yapılan tüm müdahalelerin palyatif dokunuşlardan öteye gidemediğini görmekteyiz. Sorunları çözme vaadi ile yapılan tüm eylemlerin sistemde çözüm yaratmadığını sağlık çalışanları olarak gördüğümüzü düşünüyorum.
Karmaşık durumlar ile mücadele etmek yetkinlikler gerektirir. Bu yetkinlikler sağlık profesyonellerine eğitim sistemimizin içinde kazandırıl(a)mamaktadır. Bu konuda sağlık profesyoneli yetiştiren sağlık kurum ve kuruluşları kendilerini eleştirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Bu durumu hemşire ve ebelik meslekleri üzerinden incelemek istiyorum.
Mezun olmuş hemşire ve ebelerin mezun olduklarından sonra kısa bir süre içerisinde tükenmişliğe sürüklenmelerinin nedenlerinden birisinin bu yetkinlik kazandırmayan hatta hemşire ve ebeleri robotlaştıran eğitim yaklaşımımız olduğunu düşünüyorum. Karmaşık durumlar karşısında kendine yetemeyen hemşire ve ebeler kendilerini savunmaya geçerek yapılması istenen değişimlere direnç gösterirken buluyorlar. Bu istemsiz bir davranış var olanı koruma içgüdüsüyle yapılmaktadır. Bu konuda hemşire ve ebeleri suçlamak istemiyorum. Asıl suçlanması gereken o meslekle hiç ilgisi olmayan bir kişileri en az 4 yıllık bir eğitim süresince bu karmaşık sistemin gerekliliklerine hazırlayamayan kurum ve kuruluşlardır. Kağıt üzerinde kazandırılmış yeterlilik ve yetkinlikler ve diplomalarının altına atılmış imzalar bunun delilleri niteliğindedir.
Bu konuda daha önce yazdığım bir yazıyı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz. O yazının başlığı tam bu durumu açıklamaya yetiyor hatta artıyor.
Ayrıca hemşire ve ebelerin eğitim sürecinde de birbirlerine mesafeli durmalarını sağlayan bir yapı ise bu durumun daha fazla kötüleşmesini sağlamaktadır.
Biz konumuza devam edelim.
Hemşireler ve ebeler sağlık camiasının neredeyse üçte birlik bir bölümünü oluşturmaktadır. Yakın bir zamanda bu oranın çok daha yüksek oranlara geleceğini şuan ki lisans bölümlerinin öğrenci sayılarından öngörebiliyoruz. Bu nüfustaki gücün yaratıcılıktan uzak ve tükenmiş olduğunu düşünmek çok karamsar bir tablo çizmeye yetmektedir. Sağlık sisteminde tüm paydaşların hatta ağırlığı yüksek olan paydaşların bu durumda olması değişimlerin başarısında önemli rol oynayacaktır.
Eğer hemşire ve ebeleri eğitirken yapılanmaya gitmezsek hızlı bir şekilde iş gücü olarak sektörün içine girenlerin değiştirilmesini sağlamak çok zor olacaktır. Bu konuda öğrencilerden de beklentilerimiz bulunmaktadır. Her öğrencinin sorumluluk sahibi olarak mesleğine sahip çıkması ve mesleğini önemsemesi gerekmektedir. Mesleki bilgilerin önemsiz gibi görünmesinin hemşirelik ve ebelik bölümü öğrencileri arasında çok fazla olduğunu ders verdiğim öğrencilerimden biliyorum.
Unutulmamalı ki, bu bilgiler sizi güçlü kılacak tek şeydir.
Sevgilerimle..