Merhaba arkadaşlar ben Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü öğrencisiyim. Lisede “Hemşirelik “eğitimimi tamamladıktan sonra lisansımı Ebelik mesleğinde yapmak istedim. Bu seçimimde iki etken vardı;
- Ebelik mesleğinin ilgimi çekiyor ve iki cana birden hitap ediyor olmasından dolayı kutsal bir meslek olduğuna inanmam.
- Lise yıllarımda Kadın doğum servisinde yaptığım stajlarda kendimi doğum öncesi, doğum esnası, doğum sonrası uygulamalarında daha iyi bulmam.
Kiminin hastanelerde gördüğü, kiminin doğumunu yaptıran, kiminin doğumunda ona yardımcı olan, kiminin ilgisi olan “Ebelik”..
Peki Ebe kimdir? Türklerde ebelik geçmişten günümüze nasıl değişmiştir?
Hadi birlikte bunları inceleyelim..
Batı dillerinde ebe kelimesi “Midwife” olarak adlandırılır. Bu kelime eski Sakson dilinden gelmektedir. Düz anlamıyla “doğrudan bir kadınla birlikte olan kadın” demektir. Bu sözcük aynı zamanda “Ebe” anlamındadır.
Ebe; ebelik eğitim programına girmeye hak kazandıktan sonra, bu programı başarıyla kolaybet tamamlayarak Ebelik mesleğini yerine getirmek üzere tescili yapılan ya da kendisine yasal olarak izin verilen kişidir.
Sağlık Bakanlığı’na göre ebe; ana çocuk sağlığı hizmetlerini yürüten, doğum öncesi, doğum, sonrası hizmetleri veren, doğum yaptıran 0-6 yaş grubu çocuk beslenme ve aşıları yapan, aile planlaması, kişisel temizlik kuralları, ilk yardım, bulaşıcı ve sosyal hastalılardan korunma, savaşla ilgili konularda bireye, aileye, topluma sağlık eğitimi veren, doğum, ölüm, istatistik verileri toplayan, değerlendiren kamu kuruluşları ile gerekli işbirliğini sağlayan insani ve ahlaki davranışları ile örnek, sağlık bakanlığınca tescil edilmiş bir okuldan mezun olan meslek mensubudur.
Dünya Sağlık Örgütü ebeyi; Gebelik sırasında, doğumda ve doğumdan sonra gerekli bakım ve danışmanlığı sağlamak, normal doğumları kendi sorumluluğunda yaptırmak, yenidoğanın bakımını, aile planlaması danışmanlığını yapmak üzere eğitilmiş kişi olarak tanımlar.
Türklerde Ebelik Tarihi
Türklerin her devrinde ve kültüründe ebelik var. Doğuran kadına hizmet eden ebeler, Türk kültüründe çok saygı ve itibar görmüş, iyi yaşamış bir meslek grubu idi.
- Ebelik usta çırak usulü ile eğitiliyordu.
- Orta Asya Türklerinde doğuma önem veriliyor, kadınlar güvendikleri ebeler tarafından doğurtuluyordu. Doğumda kadına yardım eden ebe bir tanrıça gibiydi. (Umay Ana)
Osmanlılarda ebeleri başlıca 3 gruba ayırmak mümkün;
- Saray ebeleri
- Kibar ebeleri
- Halk ebeleri
Osmanlıda her ebenin bir doğum iskemlesi (örekesi) vardı.
- Ebe gebenin yanına gider “ben geldim, merak etme o da gelir Allah kolaylık versin “ derdi.
- Zorlanınca embriyotomi yapmak gerekirse kanlı ebeler çağrılıyordu.
- Hekim genelde doğum yaptırmazdı. Fakat doğum bilgisi bilmek zorundaydı. Bu bilgileri ebelere öğretmek için “ kabileye buyurasın ki “ diyerek zor durumlarda ne yapılacağı anlatılmaktaydı.
- 1840 yılında tıbbiyede bir meclis kuruldu. Mektebi tıbbiye de sınavla ebeler alınmaya başlandı.
- 1842 yılında 2 yıllık ebelik kursları başlatıldı. Teorik dersleri hekimler pratik bilgileri ebe hocalar vermeye başladı.
- Ebe hocalar ilk zamanlarda Avrupa’dan gelmiş ve orada esaslı ebelik eğitimi görmüşlerdi. Daha sonra bu okuldan yetişmiş ebe hanımlar da öğretmenlik yapmışlardır.
- 1843 yılında kadınlara mahsus olmak üzere Haseki Sultan Darüşşifası açıldı. 1847 yılında Guraba Hastanesinin de Kadın Hastaları için bir bölüm açıldı.
- 1880 Doktor Besim Ömer Paşa’nın düzenlemeleriyle kayıt koşulları yeniden düzenlendi.
- 1892 yılında Besim ömer Paşa ilk doğumevini (Viladethane) açtı.
- 1905 de daha gelişmiş ve büyük bir doğumevi olan Kadırga Viladethanesi açıldı.
- 1909 da askeri ve sivil tıbbiye de 30 yaşından küçük kadınlar ebe okuluna kaydedildi. Ancak mezunlar İstanbul dışında çalışmaya gitmediler.
- 1920 içtimai muavenet vekaleti (Sağlık Bakanlığı) kuruldu. İlk bakan Dr. Adnan Adıvar dı.
- 1920 İstanbul dışındaki yerlerin ebe ihtiyaçlarını karşılamak için Kızılay barakalarında ilkokul mezunu kızlar 2 yıl süreyle ebelik eğitimi aldılar.
- 1924 Şişli Çocuk Hastanesi içerisinde Ebe Öğrenim Yurdu parasız yatılı 2 yıl süreli eğitim yaptı.
- Mezunlar zorunlu hizmete tabii tutuldular.
- 1928 yılında Haydarpaşa Tıp Fakültesinde ebelik okulu ortaokul mezunu kızları ebelik eğitimi için almaya başladı.
- 1928 yılında 1219 sayılı TABABETİ ŞUABATIN TARZI İCRASINA DAİR KANUN diplomasız ebelere doğum yaptırmasını yasakladı. Ebe ihtiyacı arttı.
- 1933 yılında Tıp Fakültesi Haydarpaşa’dan Beyazıt’a taşınınca doğum kliniği Haseki Hastanesine taşındı. Ebelik eğitimi de Haseki Hastanesinde yapılmaya başlandı.
- 1937 doğumevlerinin bünyesinde köy ebe okulları açıldı.
- 1943 köy ebelerinin çalışmalarını düzenleyen kanun çıkarıldı. Kanuna göre 6 yıl taşrada çalışan ebeler merkezlere gelebilecekti.
- 1953 yılında Cerrahpaşa Hastanesi içerisinde yapılmaya başlanan bina 1966 yılında bitti ve taşınıldı. (Kadın Doğum Kliniği ve Ebe Okulu)
- 1961-1962 köy ebe okulları doğumevlerinin bünyesinden ayrıldı 3 yıllık düzenli eğitim veren kurumsal bilgilerin okulda alındığı uygulamaların doğumevlerinde verildiği bir eğitim sistemine geçildi.
- 1963 sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi hakkında kanun kabul edildi. 154 sayılı yönerge sağlık hizmetlerinin sosyalleştirildiği bölgelerde hizmetin yürütülmesine ilişkin yönerge ebenin ilk defa görev analizini yaptı.
- 1975 ebe-hemşire programları hazırlandı.
- 1978 köy ebe okulları kapatıldı.
- 1978 S.M.L. ebelik bölümleri 4 yıllık olarak eğitime devam etti.
- 1985-1986 YÖK Bakanlık protokolüyle 2 yıllık Sağlık Meslek yüksek Okulları öğrenim programları uygulanmaya kondu.
- 1997-1998 eğitim öğretim yılında Sağlık Meslek Yüksek okulları ebelik programları 4 yıllık lisans düzeyine çıkarıldı.
- 2000 yılında İ.Ü. Şişli Sağlık Yüksek okulu kuruldu.
Kaynak: http://turkebelerdernegi.org/ebeligin-tarihcesi/ Erişim Tarihi: 23.02.2018 Saat: 11:02