En uzun bakım ile büyüyen ve olgunlaşan, özellikle çocukluk döneminde korunması, kollanması, desteklenmesi ve yönlendirilmesi gereken tek varlık insandır.
Toplumda çocuğun cinsel istismarı bazı bireylere kötü, iğrenç, itici gelebilir. Bunun sonucunda da çoğu kez bu olayı inkar edebilir, görmezlikten gelebilir. Bu durum çocuğun cinsel istismarının tanısını oldukça güçleştirmektedir. Çoğunlukla istismarın öyküsü ya çok azdır ya da açık değildir. Sınırlı kelime dağarcığı olan küçük çocuklar olanı anlatamayabilir ya da açıklamaları tereddüt yaratabilir. Bu durum çocukta oluşan fiziksel zedelenmelerin yanı sıra kalıcı psikolojik hasarların oluşmasına yol açmakta, çocuğun tüm yaşamını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle istismar çocukların sağlığını tehdit eden önemli bir sağlık sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu sorun özellikle çocuk-hastalıkları ve haklarının korunması ile uğraşan meslek üyelerinin (hekim,hemşire, psikolog, avukat vb) bir ekip yaklaşımı içinde çocuğun sağlık durumunun incelenmesini ve gerekli girişimlerin belirlenmesini gerektirmektedir. Bu ekip içinde yer alan hemşirenin çocukla ilk karşılaşan kişi ve toplumla sürekli iletişim içinde olma özelliği ile önemli bir yeri vardır.
Çocukları ve tüm toplumu ilgilendiren önemli bir sağlık sorunu olan çocukta cinsel istismar, hemşirenin geleneksel ve çağdaş rolleri açısından ele alındığında hemşirenin sorumluluklarının azımsanmayacak kadar çok olduğu görülmektedir. Çocukla ilgilenen her hemşire cinsel istismarın önlenmesinde, erken tanı ve tedavisinde, aile ve toplumun bu konuda bilgilendirilmesinde aktif rol almalıdır.
Çocuk ve gençlere yönelik istismarların önlenmesi için anne, babaların, öğretmenlerin ve diğer yetişkinlerin hangi davranışların istismar niteliğini taşıdığı hakkında eğitilmeleri gerekir. Bu eğitimde hemşire; çocuğun fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimi ve gereksinimleri, çocuk hakları, yetişkinlerin çocuk üzerinde hakları, çocuk yetiştirme tutumları gibi konulara yer vermelidir. Ayrıca aile bu durumla karşılaştığında başvurulacak (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Cumhuriyet Savcılığı, Barolar Çocuk Komisyonu gibi), destek alınacak kurum ve kuruluşlar hakkında bilgilendirilmelidir.
Cinsel istismarın önlenmesinde hemşire, cinsel eğitim yoluyla çocukları tehlikeli olabilecek durumların farkına varmaları, sarkıntılık edenlerden kaçınmaları ve bu kişileri reddetmeleri konusunda bilinçlendirmeli, çocuğun olaya uygun tepki göstererek birine anlatabilecek ve yardım alabilecek duruma gelmesini sağlamalıdır.
Hemşirenin cinsel istismara uğramış bir çocuk ile karşılaştığında veya şüphelendiği bir durumda bunu bildirme sorumluluğu vardır.
Hemşire çocuk hakları savunucusu olarak her türlü istismarda olduğu gibi cinsel istismar olayına da duyarlı olmalı, sağlık kuruluşuna başvuran çocuktan ve ailesinden kapsamlı bir öykü alarak girişimleri süreç doğrultusunda yaşama geçirmelidir. Bu girişimler esnasında çocuğu ayıplama, aşırı koruyucu olma ve onu dinlememe gibi davranışlardan kaçınmalıdır.
Cinsel istismarla mücadelede ilgili yasalara (Çocuk Hakları Sözleşmesi, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kanunu vb) işlerlik kazandırılmasının önemi de göz ardı edilmemelidir.
Hemşire bir birey ve meslek üyesi olarak bu konuda aktif bir biçimde rol almalıdır.
Hemşirelerin; cinsel istismar dahil çocukları etkileyen tüm sorunlarla baş edebilmek için başta anne ve baba olmak üzere toplumun tüm bireylerinin çocuklara koşulsuz olarak sevgi ve saygı göstermeleri, sağlıklı kişilik yapısı geliştirerek toplumda istenen birey olmaları için onlara değer vermeleri ve onlara sevgiye layık birey olduklarını hissettirmeleri gerekmektedir.
Kaynak: Kaya, H., Çoban, B., Killiklioğlu, E., Özden, N., Özgen, G., (2005), Çocukta Cinsel İstismar ve Hemşirenin Rolü, İstanbul Üniversitesi F.N.H.Y.O. Dergisi Cilt 13, Sayı 55