Yaklaşık bir yıl önce Bezmialem Üniversitesi Hemşirelik bölümü öğrencilerinin düzenlediği hemşirelik öğrencilerinin bilime yolculuğu adlı (adı buna benzer bir şeydi) bir etkinliğe katılmıştım. Bu etkinlikte İstanbul Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi’nden Nihal Esin adlı hocamız bilimsel çalışmalar ile ilgili bir sunum yapmıştı.
Bu yazımda ise sunumundan aldığım bir karenin düşündürdüklerini sizinle paylaşacağım.
Başlıktan okuduğunuz gibi hemşirelik mesleğinin büyük sorunlarından birine değineceğiz. Büyük sorunumuz ise hemşire ve ebelerin yaptığı bilimsel araştırma sonuçlarının uygulamaya geçiril(e)memesidir.
Hadi madde madde bu sorunun nedenlerine değinelim.
1. Bilginin Uygulamaya Geçişinin Zaman Alması
Bu durumu tüm bilimler yaşamaktadır fakat farklı hızlarda. Bilginin üretilip hayata geçirilmesi için belirli bir süreye ihtiyaç vardır. Bu süreyi kısaltmak için o bilginin hayata geçirilmesi üzerine çalışan kişilerin varlığı önemlidir. Ülkemizde ne yazık ki bu konuda hem bilgiyi üreten hemde üretilen bilgiyi hayata geçiren hemşire ve ebe bilim insanı sayıca azdır. Çoğunun derdi bilginin uygulamaya geçmesi değil, akademik ünvan elde edip para kazanmaktır. Ülkemiz içerisinde bilginin üretilip hayata geçirilmesi bir yana yurt dışında üretilmiş bilginin Türkçe’ye çevirisi ve uygulanması neredeyse 30-40 yılı almaktadır. Belki ülkemizdeki bu sorunu tetikleyen en büyük sorun ise mesleğin temel bilgi yapısının oluşturulamamasından kaynaklanmaktadır.
2. Akademisyenlerle Uygulayıcı (Klinisyen) Hemşireler Arasında Köprü Kurulamaması, Güçlerinin Birleştirilememesidir
Bu sorun belki ülkemizdeki hemşirelik ve ebelik mesleklerinin gelişmesindeki en büyük sorundur. Bunu bir türlü aşamıyoruz. Üniversiteler ve hastaneler arasında işbirlikçi bir yönetim modeli oluşturamıyoruz. Oluşturulsa dahi piyasa öncelikleri bu modelin uygulanmasına fırsat tanımıyor.
Birçok hastane, üniversite açarken bu işbirliğinin neredeyse yok denecek kadar az. Etrafınıza bakın. Ne zaman hemşirelik hizmetleri müdürü ile bir akademisyeni hastanenin ortak bir sorununu çözerken birlikte ekipler halinde çalıştığını gördünüz? Bu birliktelik olmayınca bilgiyi üretmek ve var olan bilginin uygulamaya geçilmesi çok zor olacaktır. Bu birliktelik ile kurumların 10 yıllık hedefleri 5-7 yıla çekilebilir. Bu bir Ar-Ge işidir. Lütfen bu konuya ciddiyet ile eğilelim.
Bu arada kliniklerde o kadar çalışma yapmak isteyen klinisyen hemşire var ki sadece nasıl yapılacakları konusunda desteğe ihtiyaçları var. Bu konuda cesaretlendirilip, küçük müdahaleler ile kurumlar kendi süreçlerinde iyileşmeler yapabilirler.
3. Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Hemşirelikte Araştırma ve Geliştirme Biriminin Bulunmaması
Bu maddeyi okuyan bir hemşirelik yöneticisi var ise bu birimi kurmayı düşünmelisiniz.
Neden mi?
Çünkü; bu sizin ne yaptığınızı ve ileride nelerde geliştirmeler yapacağınızı gösteren çekirdek bir yapınız haline gelecektir.
Çoğu hastanede eğitim birimi bulunmaktadır. Bu birim ise sadece eğitim yapmakta, sağlık sektörünün, sağlık personellerinin ve hastaların değişimini takip etmekte yetersiz kalmaktadır. İş yoğunluğu nedeniyle bir çok şeye yetişememektedirler.
Ar-Ge birimi ise sadece araştırma odaklı, birimler arasında işbirliği kurulmasını ve sürecin iyileştirilmesi için bilimsel yöntemleri kullanan bir birim olmalıdır. Bu birimler yeni bilgileri araştırarak yeni klinik süreçleri optimize ederek kurumun bakım kalitesini artırabilirler.
Bu birim için hemşire ve ebeler iyi analiz edilmeli. Kişilik yapısı ve bilimsel yönü kuvvetli kişilerin bu birimde görevlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Ayrıca lisans ve yüksek lisans müfredatına proje yönetimi gibi dersler konulmalı. Bitirme ödevi gibi öğrencinin yapmasını istemediği konulardan ziyade öğrencinin bir sorunu bulup, ona çözümler getirmesi beklenmelidir. Ar-Ge hemşiresi yetiştirmeliyiz..
4. Yönetsel ve Finansal Desteklerdeki Yetersizlikler
Bilimsel bilginin uygulamaya geçisindeki en büyük sorunlardan biri ise yönetsel ve finansal desteklerdeki yetersizliklerdir.
Ülkemizde bir proje için para bulmak çok zor. Hatta bunun bürokrasisi ise projeyi yapmaktan daha meşakatli. Bu konuda yönetimler içlerinde bulunan proje taleplerine olumlu bakarak, yıllık bütçelerden ödenekler ayırmalılar. Bu ödenekler ise projenin hayata geçirilmesi sonrası kar zarar analizlerine belirlenmelidir. Bu kar zarar analizi ile uzun yada kısa vadeli projeler hayata geçirilmelidir. Projenin getirdiği karı iyi değerlendiren kurumlar, daha fazla ödenek ile teşvik sistemleri oluşturacaklardır.
Yöneticilerin çoğunda günü kurtarma gibi kısa amaçlardan sıyrılıp, vizyon sahibi birer lidere dönüşerek olumlu bir hava yaratması bile kurumda motivasyon kaynağı olacaktır.
Bilginin kliniğe yansıması ile ilgili sizinde çözüm önerileriniz var ise yorumlar bölümüne yazarak hemşirelik camisası ile paylaşabilirsiniz.
***
Hemşirelik literatüründe son zamanlarda hastanelerde çalışan hemşirelerin yüksek oranda tıbbi hata yaptıkları ile ilgili akademik çalışmaların sayısı artmaktadır. Bu konuda ülkemizdeki durumu ulusal çapta görmek amaçlı hastanede çalışan hemşirelerin tıbbi hata yapma eğilimlerini belirlemek istedik.
Bu çalışmaya destek vermeniz bizim için çok elzemdir. Çünkü bu çalışma sonunda ulusal çapta hemşirelerin yaptığı tıbbi hataları yapmalarını engelleyici politikalar oluşturmak istiyoruz.
Ne kadar çok hemşireye ulaşırsak çalışmadan çıkan verilerin güvenliği ve ulusal çapta ses getirme durumu artacaktır.
Desteklerinizi bekliyoruz.
Aşağıda çalışmanın linki yer almaktadır.
Daha güzel şartlarda çalışmak amaçlı 4-5 dakikanızı ayırmanızı rica ediyoruz.
Unutmayın, damlaya damlaya göl olur.