Sağlık sektöründe çalışmak gerçekten diğer sektörlere göre çok daha zor.
Bunun nedeni yedi yirmi dört işleyen bir hizmetin verilmesinin zorunlu olmasıdır. Bu hizmet aksatılamaz ve kesintiye uğratılamaz öneme sahiptir.
Bu durumun önemini bilen sadece sağlık çalışanları mı tabi ki değil.
Gece nöbeti ile çalışan tüm meslekler bu sorumluluk bilinci ile çalışıyorlar. Böyle çalışmak zorunda olduklarınında farkındalar. Çünkü bu edindiği mesleğin getirdiği doğal bir durum.
Hemşirelerde nöbetli çalışma ile en fazla haşır neşir olan bir mesleğe sahipler.
Şuan Ramazan Bayramı nedeniyle kurumunda verdiği hizmeti sürdürülebilir kılmak için ailesi ile bayramı yaşamayan binlerce çalışanın içinde bir hüzün olduğunu düşünüyorum.
Herkes bayramda bir yerlere gitmiş, o hemşirenin dışında..
Nöbet var, izin yok, yeni gelmiş olmanın acemiliği ise hat safhada.
Şimdi bu o kadar hüzünlü birşey ki; düşük veya orta sınıf mensup bir ailenin evladı olarak bu hemşire için bayram günleri hayat gri olurdu.
Etliye sütlüye karışmayan bulabildiği bayram tatillerinde daha fazla kişiyi görmek amacıyla hiç yerinde durmayan ve bayramdan yorgun dönen bir hemşire.
Şimdi ise hastalığına çare olacak bir şefkat arıyor, bir sağına bakıyor bir soluna. Kimsecikler yok, eş-dost-akraba sağolsunlar yalnız bırakmıyorlar, cep telefonunun şarjı 23 dakikada eriyor, ama yetmiyor işte..
Bayram, başkalarına geliyor da sana uğramıyorsa bunda su katılmamış bir hüzün var işte.
Türk filmi gibi yani durum..
Özlenen aslında nedir biliyor musunuz?
Bayramlarda (ramazan ve kurban bayramlarından bahsediyorum tabi) bir sebepten evinizden uzakta olmanın nasıl bir işkence haline geldiğini bilirsiniz. Sabah babanızın sizi zorla bayram namazına uyandırması (hele soğuk bir gün ise nasıl bir işkencedir sabahın köründe sıcak yatağınızdan çıkmak), namazdan sonra yapılan huzur verici, puslu, çiğli mezarlık ziyareti ,evde birlikte yapılan bol çeşitli sucuklu yumurtalı gürültülü kahkahalı anneli kardeşli bir kahvaltı (ki aslında sabahları kahvaltı etmeyi bırakalı çok zaman olmuştur).
Sonra gelenler gidenler el öpenler el öptürenler tüketilen çaylar, kahveler sohbetler “hayırlı bayram”lar “nasılsınız”lar, “sağolun sizleri sormalı”lar, “artık bayramların da eski tadı kalmadı”lar çoğunu bayramdan bayrama gördüğünüz hısımlar akrabalar “yine bekleriz”ler falanlar filanlar ne varsa bayramla ilgili hepsini özlersiniz.
Diyeceğim odur ki zordur bayramı evinizden uzakta geçirmeye hiç çare çözüm olamaz bunu bile bile hüzünlenirsiniz.
***
Hemşirelik literatüründe son zamanlarda hastanelerde çalışan hemşirelerin yüksek oranda tıbbi hata yaptıkları ile ilgili akademik çalışmaların sayısı artmaktadır. Bu konuda ülkemizdeki durumu ulusal çapta görmek amaçlı hastanede çalışan hemşirelerin tıbbi hata yapma eğilimlerini belirlemek istedik.
Bu çalışmaya destek vermeniz bizim için çok elzemdir. Çünkü bu çalışma sonunda ulusal çapta hemşirelerin yaptığı tıbbi hataları yapmalarını engelleyici politikalar oluşturmak istiyoruz.
Ne kadar çok hemşireye ulaşırsak çalışmadan çıkan verilerin güvenliği ve ulusal çapta ses getirme durumu artacaktır.
Desteklerinizi bekliyoruz.
Aşağıda çalışmanın linki yer almaktadır.
Daha güzel şartlarda çalışmak amaçlı 4-5 dakikanızı ayırmanızı rica ediyoruz.
Unutmayın, damlaya damlaya göl olur.