Hemşirelik..
Fakülteye gelmeden önce bizimde küçük gördüğümüz, ‘İnsanlarla uğraşıp doktorun yardımcısı mı olacağım, hiç önemli bir işi yok.’ gibi yorumları ile gelen o “Yanlış mı yapıyorum?” düşüncesi…
“Ne zorluklarla BAKTI, büyüttü, okuttu 4 çocuğu. Her şeyleri yerli yerinde 4 çocuk annelerine/babalarına BAKAMADILAR. Bu çocuklar Gülsüm hanımın hakkını ne zaman ve nerede ödeyecekler? Birilerinden İlla ki duymuşuzdur böyle şeyleri.
BAKMAK. Birine yönelmek. Onun ihtiyaçlarını karşılamak. Onun hayatına dokunmak.
Halbuki bilinenin, söylenenin, olanın ve olması gerekenin çok farklı olduğu toplum sağlığı için en önemli yapı taşı: Hemşirelik. Lisans eğitimli, örgütlü, bilinçli ve idealist hemşireler.
‘Bakım, en genel düzeyde, dünyamızı olabildiğince iyi yaşayabilmek için korumak, sürdürmek ve onarmak üzere yaptığımız her şeyi içeren özel bir etkinliktir. Bu dünya bizim bedenlerimizi, kendiliğimizi (benlik) ve çevremizi içerir’. (Tronto JC. Moral Boundaries. A Political Argument for an Ethic of Care.)
‘İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamalarına, yeteneklerini geliştirme ve sürdürmelerine, hayatta kalabilmek ve en azından asgari düzeyde işlev görebilmek için mümkün olduğunca acıdan uzak yaşayabilmelerine yardım etmek üzere özenle ve saygılı bir şekilde doğrudan yaptığımız her şeydir’. (Engster D. Rethinking Care Theory: The practice of caring and the obligation to care.)
‘Leininger bakımı‘ mevcut (belirgin) ya da olası gereksinimleri olan bir başka kişi ya da grubun yaşamını insanca sürdürebilmesi veya geliştirebilmesine ya da ölümle yüzleşebilmesine yardım edilmesi ya da desteklenmesi’ olarak tanımlamıştır.’ (Dinç, L: Bakım kavramı ve ahlaki boyutu)
Henderson’a göre “Hemşirenin temel ve benzersiz görevi, sağlam veya hasta bireylere sağlıklarını korumaları veya tedavileri sırasında veya huzur içinde ölmeleri için yardım etmektir. Hemşire bu yardımı, birey yeterli kuvvet, istek ya da bilgiye sahip oluncaya ve bunları yardımsız yapabilecek duruma gelinceye kadar sürdürür ”. (Dinç, L: Bakım kavramı ve ahlaki boyutu)
Böyle anlattılar bize hocalarımız -sağ olsunlar, var olsunlar-.
Daha pek çoğunu aktarabiliriz.
Ve eklediler:
“Herkes BAKIM verebilir. Herkes birbirine BAKIM verebilir. Ama kimse her zaman, her koşulda, herkese, hemşire gibi BAKIM veremez.”
Şu an öğrenciyim. Bazılarının tabiri ile “daha ne biliyorum ki” ama gözlemlediğim şeyleri düşündüğümde ortada korkutucu bir tablonun olduğunu görüyorum: ” annesine/babasına/çocuğuna iyi BAKAMAYAN evlatlar.” İstisnaları ayırmıyorum, herkes kendine dönüp baktığında istisnanın kim olduğunu bilecektir. Onları ayrı tutmak yerine daha önemli sözlere yer vermenin daha doğru olduğunu düşünüyorum.
BAKAMAYANlar Kimdir?
Nerelerde okumuşlar?
Hocalarından neyi, ne kadar, nasıl bir bilinçle almışlar?
Neden karşılarındaki insanlara “iyi BAKAMIYORLAR”?
Onlara ne öğretildi ya da öğretilmedi?
“BAKMAKTAN” memnunlar mı?
İnsanlara “BAKMAK” istiyorlar mı?
Belki de hayatın savurduğu bir toz zerreciği sadece. O kadar küçük ki savrulduğunda vurduğu diğer toz zerreciklerini nerelere savurduğunun, o toz zerreciklerinin hangi uçurumları doldurup da olmadık yerlere yol yaptığını göremeyecek kadar küçük…
Peki ya savrulan diğer küçük toz zerrecikleri?
Size kimin dokunup da hayatınızda sizi bir yerlere savuran toz zerreciklerinin kim olduğunu biliyor musunuz?
Ya da şöyle diyeyim: Siz bu yazıma şu an BAKIYORSUNUZ. Ama sizi neye savurduğunu biliyor musunuz?
** ** **
Hemşirelik literatüründe son zamanlarda hastanelerde çalışan hemşirelerin yüksek oranda tıbbi hata yaptıkları ile ilgili akademik çalışmaların sayısı artmaktadır. Bu konuda ülkemizdeki durumu ulusal çapta görmek amaçlı hastanede çalışan hemşirelerin tıbbi hata yapma eğilimlerini belirlemek istedik.
Bu çalışmaya destek vermeniz bizim için çok elzemdir. Çünkü bu çalışma sonunda ulusal çapta hemşirelerin yaptığı tıbbi hataları yapmalarını engelleyici politikalar oluşturmak istiyoruz.
Ne kadar çok hemşireye ulaşırsak çalışmadan çıkan verilerin güvenliği ve ulusal çapta ses getirme durumu artacaktır.
Desteklerinizi bekliyoruz.
Aşağıda çalışmanın linki yer almaktadır.
Daha güzel şartlarda çalışmak amaçlı 4-5 dakikanızı ayırmanızı rica ediyoruz.
Unutmayın, damlaya damlaya göl olur.