Değerli Meslektaşlarım,

Bugün ‘12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü’.

Yılda bir kez ötekileştirilmeden gerçek anlamda hatırlanıp içten, samimi ve sıcacık bir ‘’NASILSINIZ?’’ diye sorulmasını ve sorunlarımıza göstermelik değil kökten çözümler sunulmasını beklediğimiz gün.

Gönül isterdi ki hiç sorunumuz olmasın! Ama…. Ayrıştırıldık, ötekileştirildik, 24 saat boyunda, dinlenmeden en tehlikeli alanlarda ve kötü çalışma koşullarında çalışarak hakkettiğimiz emeğin karşılığını dahi alamadığımız gibi buna da şüküre alıştırıldık.

Yönetim kadrolarımız elimizden alındı, belki farkında olamadık belki de sesimizi çıkarmaya korktuk!

Kanun değişti, bir dünya kadınlar gününde yönetmeliğimiz bizlere hediye edildi ama yazılı mevzuatımızın yöneticiler tarafından nasıl yok sayıldığına ve kanunsuz uygulamalar kural haline getirilirken bakanlığın da bizlerle beraber seyretmesine şahit olduk…

Hemşirelik yönetiminin eğitimli, liyakatlı hemşireler yerine sadece ve sadece sendikal kimlikli kişilerce doldurulduğunu gördük, meslekten soğuduk!

İnsana dokunan meslek olan hemşirelik için uygulamalı eğitimin zorunlu olduğu biline biline uzaktan eğitime tabi tutulduk, hizmet içi eğitimlerimiz kağıttan belgeler haline getirildi, sustuk/susturulduk… İmzaya zorlandık.

Eşit işe eşit ücret denildi, eğitimin önemi yok edildi. Maaş bordrosunda yapılan hesaplamaların neye göre nasıl yapıldığını, eğitimli hemşirelerin neden cezalandırıldığını bir türlü anlayamadık…

Özellikli birimlere ödenen ödemelerin birer birer, azar azar kaybolmasına seyirci bırakıldık..

Gücünü kanun ve yönetmelikten almayan her sınıftan yöneticinin keyfine göre farklı kurallar türeten idarecilere mecbur bırakıldık…

Özel günümüz olan ‘’Hemşireler Günü’’ anneler, ebeler, hemşireler günü adı altında anlamında uzak tasarruflu üçü bir arada programlarına çevrildi.

Mesleki kimliğimizin karşı karşıya kaldığı tehlikeleri fark edemedik..

Ehliyetsiz, eğitimsiz kişilere forma giydirilip hemşire olarak çalıştırıldığına şahit olduk, sustuk/susturulduk.

Kurumların denetlenip de bir kurumun ceza aldığına henüz şahit olamadık…

Meslekte büyüğümüz olarak bildiğimiz, örnek aldığımız bazı akademisyenlerin kendilerini var etmek için mesleğimizin içini nasıl boşalttıklarını gördük, utandık…

Meslek örgütü olarak verilen mücadelenin meslektaşlarımız tarafından yeterince bilinmemesinden; onurlu, dosdoğru yapılan çalışmalarımızın nasıl itibarsız hale getirilmeye çalışıldığına ve akademisyeninden, klinisyenine kimlerin bilerek veya bilmeyerek nasıl zarar verdiğini gördük.

Tarihe not düşmek için hafızamıza kazıdık.

Ama doğrudan şaşmadık, yılmadık….

Kısaca… Yıprandık, yorulduk, hırpalandık, gülümsemeyi ve selam vermeyi unuttuk.

Mutlu olan var mı ?

Bilemiyorum.

Ben çevremde mutlu hemşire göremiyorum.. Ama unutmayalım! Sorun çok, çözüm de çok. Yeter ki sorunun farkında olalım..

Umutluyum? Evet. Meslektaşlarıma inanıyorum, inanıyorum ki mesleğimize verilen zararların herkes farkında. Temennim, düşündüğünü korkmadan söyleyebilen, fikirleri sorulan, yönetimde söz sahibi olan, ötekileştirilmeden, damgalanmadan, huzurlu ve mutlu ortamlarda çalışacağımız güzel günler diliyorum.

Tüm meslektaşlarımın, ‘’12 MAYIS DÜNYA HEMŞİRELER GÜNÜ KUTLU OLSUN’’

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.